Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye'de faaliyet gösteren gıda işletmecilerince oluşturulan "Ulusal Gıda ve İçecek İttifakı-Türkiye Taahhüdü"nün ayrıntıları hakkında bilgi verdi ve 1 Ocak 2018 itibariye bundan böyle tavsiye edilmeyen gıdaların reklamının yapılamayacağını açıkladı.

Obez bir topluma doğru gidilen çağımızda bu taahhüdün kanuna dönüşmesi adeta bir can simidi olacak ve çocuklarımızı bir tehlikeden koruyacak.

İzleyici kitlesi 12 yaş altı çocuklar olan televizyon programlarında ve tamamen çocuklara özel tematik kanallarda gazlı içecek, cips, şekerleme reklamları artık tarihe karışacak.

Strese,

daha az fiziksel aktiviteye,

düzensiz ve sağlıksız beslenmeye,

sonrasında obezite ve

ölümcül sağlık sorunlarının sebep olan

bu insani tehditlerin kaldırılması yolunda olumlu adımları görmek bizi sağlıklı nesiller adına umutlandırıyor.

Bu anlamda insan sağlığını korumanın ve sağlıklı nesiller yetiştirmenin hükümetin öncelikleri arasında yer aldığına dikkat çeken Bakan Tüfenkci, "Beslenme, fiziksel aktivite ve sağlıkla ilgili ulusal hedeflerimize ulaşmak için Bakanlığımıza da önemli görevler düşmektedir. Sağlıklı toplum hedefine ulaşmanın ilk adımının sağlıklı beslenme ve aktif yaşam tarzı olduğu bilinciyle özellikle son 5 yılda birçok faaliyet gerçekleştirdik. Yapılan çalışmalar kapsamında, Reklam Kurulu aracılığıyla da çocukları ve gençleri, cipsler, gazlı içecekler, şekerlemeler gibi yüksek oranda tuz, şeker ve yağ içeren gıdalardan uzak tutarak sağlıklı gıdalara yönlendirmek amacıyla bu tür gıdaların reklamı dahil her türlü pazarlama iletişimi faaliyetlerinde ortak politikalar geliştirmeye çalışıyoruz" dedi.

Bu taahhütte en olumlu kısım 12 büyük gıda işletmecisinin bu çalışmayı benimsemesi ve kabulünü uygun görmesi…

İnşallah bu 12 firmaya daha niceleri katılır ve destek verir.

Bu uygulama hayata geçtikten sonra yaş sınırlaması ve program ayırımı yapılmaksızın genişletilmesinde yarar var.

Sağlıklı bir nesil için bu adımlar atılmalı ve desteklenmeli.

Gıda firmaları elbette iş yapsınlar ve üretsinler. Ancak bile bile zararlı gıdaların üretilmesine müsaade edilmemelidir.

Zararlı gıdalar yerine yararlı, en azından zararsız ve sağlığı tehdit etmeyen gıdalara yönlenmeli.

Obezite ve sağlığı tehdit eden gıdalardan 100 TL kazanıyorsak sonrasında tedavisine 1.000 TL harcıyoruz.

Sağlıksız bir toplum sağlıklı ve verimli çalışmalar yapamaz.

Elbette ailelere, eğitimcilere, sağlıkçılara velhasıl toplumun her kesimine iş düşüyor.

Bu ülke bizim, bu insanlar bizim. El ele vererek başarılamayacak ve üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey olmaz.

Sözde değil özde desteklerle birçok engel kaldırılabilir.

Başta kendi ürettiklerimiz ve özellikle de ithal yolu ile getirilen gıda ürünlerini gerçek ve sıkı bir denetimden geçirmeliyiz…

Yeter ki samimi olalım…

Kanuni Sultan Süleyman’ın hasta yatağında söylediği söz olarak bilinen

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,

Olmaya devlet cihânda bir nefes sihhat gibi

sözünün hiçbir dönem anlamını yitirmeyeceğini artık dünya biliyor, bizim de geç olmadan öğrenmemizin vakti geldi.