Her pazar olduğu gibi bugün de sizlere kıssadan hisse çıkaracak bir hikâye aktaracağım.

Zeynep Kamil Hastanesi 1862'de kuruldu ve bulunduğu semte de adını verdi. Ancak bu hastanenin hikâyesinin içinde aşk var.

157 yaşındaki hastanenin hikâyesini sizlerle paylaşacağım.

Keyifle okumanız dileğiyle.

Fakir bir ailenin çocuğu olan Yusuf Kamil, Malatya'da doğdu. Küçük yaşta yetim kalan Yusuf Kamil'i amcası yanına alarak okuttu. 21 yaşında Divan-ı Hümayun Kalemi'nde katip oldu. Sonra gördüğü bir rüya üzerine Mısır’da çalışmak için iş istedi ve isteği kabul görünce Mısır'a Vali Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın sarayına atandı.

Züheyla Zeynep, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın 3 kızından biriydi. Hidiv Sarayı'nın prensesiydi

Kamil işe başladıktan sonra Vali Mehmet Ali Paşa ile tanıştı. Kısa sürede gözüne girerek güvenini kazandı. Konuşması ve yazılarıyla Vali Paşa'yı öylesine etkiledi ki bir süre sonra Mısır Hazinesi'nin katibi oldu. Yeni görevi nedeniyle sık sık valinin yanına çıkıyor, kızı Züleyha Zeynep'i görüyordu. İkisi de birbirinden etkilenmişti. Yusuf Kamil ne zaman valinin yanına çıksa, Zeynep’in yüzü kızarıyor, kalbi sanki yerinde duramıyordu.

Bir süre sonra Yusuf Kamil, Vali Mehmet Ali Paşa'nın evladı gibi oldu. Hızla rütbe atlayan Yusuf Kamil, 30'lu yaşlarına geldiğinde Albay olmuştu. Bir gün Vali Mehmet Ali Paşa, Yusuf Kamil'i yanına çağırarak, "Zeynep ile birbirinize yakışıyorsunuz" dedi. Dillere destan bir düğün yapıldı.

Sarayda bu evliliğe karşı çıkanlar çoktu. Kim oluyor da bu Kamil denen sıradan bir halk çocuğu Kavalalı ailesinden kız alıyordu. Evlilik o kadar tepki aldı ki Saray'ın huzuru kaçtı. Paşa, ortalık yatışsın diye Kamil'i İstanbul'a gönderdi. Bir süre kaldıktan sonra geri döndü.

Önce Mehmet Ali Paşa, ardından yerine geçen oğlu İbrahim Paşa öldü. Yeni Vali Abbas Paşa, Kamil’e diş bileyenlerin başında geliyordu. Koltuğa oturur oturmaz Kamil’e boşanacaksın dedi. Direnince sürgüne gönderildi. Hastalandı, doktor istedi verilmedi.

Ya boşanacaksın ya zindanı boylayacaksın” dediler. Tam zindanı boylayacakken, prenses Zeynep’in gönderdiği terliği aldı Kamil. Ve terliğin astarındaki gizli aşk mektubunu okudu. Mektupta, “Hastasın, zindana girme. Seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim” yazıyordu. Kamil bu satırları okuduktan sonra gönül rahatlığıyla ve hiç tereddüt etmeden kendisine zorla uzatılan boşanma belgesini imzaladı.

Kamil’in sürgündeki üç ayı dolmuştu. Sultan Abdülmecid’i durumundan haberdar etti. Çok sinirlenen sultan Abdülmecid, Mısır Valisi Abbas Paşa’ya sert bir ferman gönderdi. Fermanda “Bizzat kendin Yusuf Kamil’i sağ salim buraya göndereceksin” yazıyordu. Ferman padişahındı.

Sürgün bitmiş, Kamil İstanbul’a dönmüştü. Sıra Zeynep’i getirmeye kalmıştı. Yine bir yolunu buldu ve derdini Sultan Abdülmecid'e açtı. Abdülmecid, Abbas Paşa’ya yine bir ferman yolladı, “Tez elden Züheyla Zeynep hanımı İstanbul’a gönder” dedi. Abbas Paşa tez elden gönderdi Prenses Zeynep’i. Yıllar sonra Kamil ile Zeynep nihayet birbirine kavuşmuştu. Zeynep ve Kamil'e ikinci kez nikah kıyıldı.

Zeynep, kocasına kavuşmasının mutluluğuna tutunmuş, iyiliklerini de artırmıştı. Tüm bu iyiliklerin ve aşklarının arasında yaş aldılar. Ama çocukları olmadı. Onlar da birçok yetime ana baba oldu. Sonra Üsküdar'da bir arsa aldılar ve bir hastane kurdular. Hastalar burada ücretsiz bir şekilde şifalarını buldu.

Bir aşkın öyküsü ile hastane hâlâ hizmet vermeye devam ediyor.

Hastane bahçesinde yan yana ölümsüz aşklarıyla türbede Zeynep ile Kamil yatmaktadırlar.

Rüya ile başlayan aşk hikâyesi rüya gibi devem eder.

Bütün aşklar böyle olsun. Yaptıkları kalıcı eserle hayırlara vesile olsun.

Şifa bulan nice hastaların ve yakınların dualarına mazhar olmak herkese nasip olmaz.

Aşk sınır tanımaz. Yeter ki gönülden birbirinize bağlı kalın.

Aşk yolu herkesin gidebileceği bir yol değildir.

Aşk emek ve sabır ister.

Sağlık, saygı, sevgi ve aşk ile kalınız.