Rusya ziyaret öncesi ve sonrası yorumlara bakılırsa sanki bu görüşme    radikal sonuçlar ortaya çıkaracak   gibi bir hava estirildi.

Hatta birileri çıkmış çok daha ileri giderek ABD yerine Rusya ile stratejik ortaklık yapılması ve Şangay beşlisine üye olmamızı önermekte.

Bunun şu an için temenniden öte somut bir şeye dönüşme ihtimali yoktur.

Bunlar ancak ticari ilişkiler ile sınırlı kalır.

Bunun ötesinde başka beklentiler  ütopyadan başka bir şey olmaz.

Putin ile görüşme ikili ilişkilerin geliştirilmesini ve ticari münasebetlerin uçak düşürülmeden önceki seviyeye gelmesinden öteye geçemeyecektir.

Böyle bir şey günümüz koşullarında mümkün olmamakla beraber, Rusya ile Balkanlar, Kafkasya, Karadeniz başta olmak üzere  birçok çatışan çıkarımız olduğu bir ortamda ,tarih boyu Akdeniz’e inme hayali ile yaşayan Rusya ile stratejik işbirlikleri ne kadar sağlam bir temeller üzerine oturtulabilir o da ayrı konu.

Kaldı ki bu kadar radikal eksen sapmasına kimse izin vermez.

Son 100 yıldır ABD ve çok daha öncesinden İngilizler bünyemize çok fazla nüfus etmişlerdir.

FETÖ 30 yılda bu kadar nüfus edebildiyse onların 100 yıl ve ötesinden beri  elde ettikleri etki potansiyelini düşünmek bile istemeyeceksiniz.

Bunun dışında, adeta dünyayı yöneten  bazı örgütlerle  sıkı işbirliği içinde  olan çok fazla  etkin pozisyonlarda bulunan kişiler var.

Ülkemizin stratejik konumundan dolayı bunların bilgisi ve onayı dışında herhangi bir girişimde bulunmak mümkün görünmemekte.

Bunların bilgisi dışında hareket etmekte ısrar edenlere karşı karar vericilerin yakınlarına zarar verme dahil her türlü yönteme tereddüt etmeden başvurabilirler.

Ülkemiz açısından farklı seçenekler ve ortaklıklar  ancak tek bir şartla mümkün olabilir.

Bunun yolu da  sizin güçlü, tam bağımsız bir devlet olmanızdan geçmekte.

Bilim, teknoloji ve sanayimiz ile tam bağımsız olduğumuzda .

Bu alanlarda dışa bağımlılıktan kurtulabildiğimizde bu söz sahibi ülkelerin arasında yer alabiliriz

Bu nasıl mümkün olur? Güçlü devlet olmanın şartları nelerdir?

Rusya ile stratejik ilişkiler her şeye rağmen bizim için daha mı iyi olur?

Hepsi bu sorular başlı başına çok çok uzun yazı gerektiren konulardır.

Diğer taraftan ABD dostumuz mu, stratejik ortağımız mı veya hiç biri mi?

Milletimiz artık yol ayrımına gelmiştir.

Ama gideceği yolu iyi seçmeli ve her şeyden öte çıkacağı bu yola güçlü devlet olarak çıkmalı ,yoksa  bu yolda kaybolup gider. 

Bundan dolayı birileri ısrarla ayaklarımızın üstünde kendi başımıza durmamızı istemiyor.

Zira stratejik konumundan dolayı ülkemizin güçlü olması ve söz sahibi ülkelerden birisine dönüşmesi sadece Ortadoğu’da değil,  dünyadaki  bütün taşların özellikle İslam coğrafyasında yerinden oynamasına sebep olacağını güçlenmemizi istemeyenler iyi bilir.

Son olarak, HÖH onursal başkanının eksen kaymasını Rusya ile ilişkilerde varılan noktaları referans göstererek haklı çıkarma gayretleri ancak sığ ve taraflı zihniyetlerin ürünü olabilir.

Birilerine kendini  kayıtsız şartsız teslim etmek başka bir şey.

 Karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkiler ayrı birşey.