Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmasından birkaç kesiti sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle en önemli tespitle söze başlayalım, "Müslümanların artık kavgaya değil dayanışmaya, birbirine daha çok kenetlenmeye ihtiyacı var.”

Sayın Cumhurbaşkanımız tüm iyi niyetiyle bunu dillendiriyor ama Müslüman’ın Müslüman’a güveni kalmamış ki artık…

O Müslüman ülkeler içindeki bazı odaklar, birilerinin maşası olduğu sürece İslam coğrafyasında kanın durması mümkün değildir.

Ama yine de istişare müessesesini çalıştırıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan… Suriye, Yemen, Irak, Libya, Filistin'de devam eden sorun ve çatışmaları üç Arap ülkesi ile masaya yatırdı Erdoğan. Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar… Özellikle Katar krizinin aşılması için neler yapabileceklerini, Türkiye olarak çözüm sürecine ne gibi katkılarda bulunabileceklerini barış adına dillendirdi.

Özellikle içinden geçtiğimiz sancılı dönemde enerjimizi terör gibi hepimizi tehdit eden konulara harcamak yerine, krizden beslenen odakların kirli planlarına karşı harcamamız gerektiğini söyledi.

ARAPLAR BİZİ ARKADAN VURDU YALANI

"Geçmişte ders kitaplarında kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer aldığı için nesiller boyunca zihinlere kazınmış olan ‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı da gelmiştir” vurgusu yapan Erdoğan, “1. Dünya Savaşı yıllarında birtakım yanlışlar yüzünden tüm Arapları da itham edemeyiz” dedi.

Ve bugünlerde, adeta kan ağlatılan Mescid’i Aksa…

Erdoğan bu konuda da hiçbir İslam ülkesi liderinin aklına gelmeyen bir hatırlatma ve çağrı yaptı, "İmkanı olan herkes, bulduğu her fırsatta Peygamber Efendimizin tavsiyesine uyarak lütfen Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize kandil yağı olması babından yardım göndersinler" dedi. İsrail zulmünün bu kadar rahatça gerçekleşmesinin, Müslüman kanını dökmesinin anahtar cümlesini de kurdu: “Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyoruz.”

Bu iki acı konunun ardından ülke gündemine dönen Erdoğan, girdikleri her mücadelenin bir yeniden doğuş olduğunu ifade etti. 2019'da arzu edilen başarının elde edilebilmesi için “Bir olalım, iri olalım, beraber olalım, hep birlikte Türkiye olalım” gerçeğini bir kez daha yineledi.  

Ülkeye karşı sorumluluğun gereği olarak, yenilenme sürecini hep birlikte yürüteceklerini belirten Erdoğan, teşkilatlara, belediyelere ültimatom niteliğinde bir sesleniş yaptı: "Teşkilatlar, belediyeler eğer 'bizim dava' idrakiyle hareket etmiyorsa bize zarar veriyor demektir. Zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum. Kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı da atsınlar. Zira artık yanlışlara, hele hele bedeli ödenemeyecek yanlışlara tahammülümüz yok. Çünkü 2019 kırılma noktasıdır, bunu böyle bilesiniz. Parlamenter demokraside bizim için seçim kazanmak leblebi çekirdekti. Ama biz şimdi hedefi büyük koyduk. Bu hedefte yüzde 50 artı bir almak durumundasın. Bunu da aldığınız zaman, bu ülkeye hizmetin de oranı ve boyutu çok daha büyüyecek".

İşte 25 Kasım 2017’de başlayıp Şubat 2018’de sona erecek olan AK Parti teşkilat seçimleri için başka türlü kriter arayan varsa Erdoğan’ın sözünü bir kez daha kenara not etsin…

Maazallah Reis’le ‘şaka’ya gelmez…