Bugün on bir ayın sultanı mübarek ramazanın altıncı günü.

Hicri takvimin dokuzuncu ayı olan Ramazan-ı şerif...

Aynı zamanda İslam dininde oruç ayıdır Ramazan.

Oruç, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın Medine-i Münevvere’ye hicretinden bir buçuk sene sonra emredilmiş ve Peygamberimiz, ömrünün kalan dokuz senesinde Ramazan orucunu tutmuştur.

Kur’an-ı Kerim’de oruç tutmayı emreden ayet: “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu(yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara/183-184)

Hadislerde oruç: İbn Ömer’in rivayeti, Peygamber: “İslam beş şey üzerine kurulmuştur:

Allah’ın birlenmesi, namazın kılınması, zekâtın verilmesi, ramazan ayında oruç tutulması, hacca gidilmesi” buyurdu;

Ebu Hüreyre’nin rivayetine göre: Bir köylü Arap geldi ve peygambere “Ey Muhammed! Bana öyle bir şey söyle ki yaptığım zaman cennete gireyim” dedi.

Peygamber efendimiz (s.a.v.): Allah’a ortak koşmamak, yani onu birlemek,  farz namazları kılmak, farz zekâtı vermek ve ramazan ayında oruç tutmak” buyurdu.

Adam: “And olsun ki ne bundan fazla, ne de eksik yaparım” dedi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Kim cennetlik bir adam görmek isterse bu adama baksın” buyurdu.

Mübarek ramazan ayında oruç tutmak İslam dininin beş temel şartından biridir.

Orucun Arap dilindeki karşılığı ‘savm’ kelimesi olup; bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi manasına gelmektedir.

Oruç tutmaya haiz olanlar ve şartlarını taşıyanlar oruç tutmakla mükelleftir.

Sağlık ya da yaşlılık dolayısıyla tutamayanlar ise tutamadığı her güne karşılık bir fitre bedeli kadar ihtiyaç sahiplerine fidye öder.

Hem Allah (c.c.) emrini yerine getirmiş oluyorlar hem de orucun maddi ve manevi imkân ve lezzetlerinden istifade etmiş oluyorlar.

Orucun nice hikmet ve sebepleri var.

Bilineni var hala, bilinmeyen yönleri de şüphesiz vardır.

Bilimsel olarak kanıtlanan ve açıklanan nice faydaları okuyor ve duyuyoruz.

Bilim ve teknoloji geliştikçe ve bu konuda araştırmalar yapıldıkça belki daha bilmediğimiz nice faydalar gün yüzüne çıkacaktır.

Gerçi Allah’ın (c.c.) emri olması zaten tek başına oruç tutmaya yeterlidir.

Ancak bizim anlatmaya çalıştığımız bu emrinin altındaki nice gizemli güzelliklerin olmasıdır.

Bir taraftan da oruç 'empati’dir.

Oruç teslimiyettir,

sabırdır, sınavdır,

yenilemedir, berekettir,

rahmettir, mağfirettir ve bayramdır.

Oruç Allah rızasını kazanmaktır.

Oruç tutmuyorsanız veya tutamıyorsanız oruç tutanlara saygılı olmak büyük bir erdem ve ödevdir.

Çarşıda, caddede, sokakta yeme ve içmeye çok dikkat etmek gerek.

Kapalı mekânları tercih etmek gerek, açıktan yememeleri gerekir.

Otogarlar, deniz ya da havalimanları gibi sefer yapılan yerler bunlardan istisnadır.

Mübarek ramazan ayı bizlerin bilinçli bir birlik ve beraberlik içinde olmamıza vesile olur inşallah.

Amin!..