"Önce teknolojik olarak gelişimi sağlayalım, ondan sonra standardı oluştururuz!"
Şu anda yaygın olan bu anlayışın, süratle terk edilmesi gerekir.
Standardı bilmeyen, 
Standardın hazırlığında bulunmayan, 
Standardın tadilinden haberdar olmayan, 
Kuralı belirlemeyen, belirlenen kuralları sonradan öğrenen, 
Kuralı belirleyenlerle hareket etmeyen bir sanayi kuruluşu; 
Hangi teknolojiyi yenileyecek ki, yenilediği teknoloji ile yeni bir ürün üretecek ve o ürünün standardını hazırlayacak!
Böyle bir şey mümkün değil.
Bu görüşü savunanların bilmesi gereken ön önemli husus şu; ürünü üretmeniz, o ürünle ilgili standardı sizin belirleyeceğiniz anlamına gelmez!
Dünyada belirlenen bir yöntem var ve bu yöntemle standardın nasıl oluşturulacak olduğu belirlenmiştir.
Ülkendeki AYNA KOMİTELERE üye değilsin, dünyadaki TEKNİK KOMİTELERDEN haberin yok!
Önce ülkendeki AYNA KOMİTELERE üye olacaksın, sonra da ISO-CEN-CENELEC-IEC’de bulunan TEKNİK KOMİTELERE katılacaksın.
"BENİM STANDARDIM BUDUR! HERKES BUNA UYACAK!" dersen, köylüysen, köylünün... Kasabalıysan, kasabanın... Şehirliysen, mahallenin sınırları dışına çıkamazsın...
Mahalle markası bile olamazsın!

***


ACI BİR ÖRNEK

EN 60335-2-15 Standardı Teknik Komitesi toplanır, Standard üzerinde bir tadil gerçekleştirilir.
Yapılan düzenleme şudur; "Kahve su karşımı 90 dereceye geldikten sonra 3 dakika beklenecek, taşma olmayacak."
 Bu TEKNİK KOMİTEYE Türkiye'den katılım yoktur, çünkü bu Sektörle ilgili bir AYNA KOMİTE Türkiye'de yoktur.
Bu tadil gerçekleştikten sonra ne olur biliyor musunuz?
Türkiye'de tüm sektör ayağa kalkar?
Niye?
Çünkü hiçbir KAHVE MAKİNESİ, özellikle de AB ülkelerine ihraç edilemez!..
TEKNİK KOMİTEDE bulunanlar, TEKNİK ENGELİN DUVARLARINI HARIL HARIL ÖRERKEN, bizim ülkemize;
TSE'NİN TÜM ÇAĞRILARINA RAĞMEN AYNA KOMİTE KURULMAMIŞTIR!
 Şimdi kuruldu ve oluşturulan teknik engelin giderilmesi için çalışmalar yapılıyor!
İşte demek istediğimiz, anlatmaya çalıştığımız durum budur!
"Önce teknolojik olarak gelişimi sağlayalım, ondan sonra standardı oluştururuz!" derseniz, AYVAYI SİZ DEĞİL, hepimiz, millet olarak yeriz!

***

BİLİYOR MUSUNUZ?

Türkiye'de kurulan AYNA KOMİTELERE üye olmanın bir bedeli yok.
ISO-CEN-CENELEC-IEC’de bulunan TEKNİK KOMİTELERE katılımında bir bedeli yok.
Bu komitelerin aidatlarını, Türk sanayicisi adına Türk Standardları Enstitüsü ödüyor.
Buna rağmen birçok TEKNİK KOMİTEDE Türkiye temsil edilmiyor. Türkiye'de de birçok AYNA KOMİTE henüz kurulmamış bulunuyor. 
Ama bakın!
Tam detayını bilmiyoruz ama, saçma sapan bir iş olduğuna inandığımız, Mars'a gidecek olan araca isim yazdırma işleminde, TÜRKİYE BİRİNCİ SIRADA!
 Adamlar Mars'a gidiyor, biz sanki Maraş'a bilet alır gibi, bilet alıyoruz, hem de ilk sırada oluyoruz!
Bunun yanında, Standard ve Standardizasyon konusunda ISO-CEN-CENELEC-IEC de bulunan TEKNİK KOMİTELERE katılım sağlamıyoruz...
Yazık oluyor vatana beyler!

***

NOKTAYI KOYALIM

Şimdi, yukarıda yazdıklarımızdan sonra bir suçlu da bulmamız gerekiyor. Öyle ya, bizim ülkemizde modadır, suçu bir başkasının üzerine atmak!
Ama biz bu modaya uymayacağız, sanayiciyi suçlamayacağız, "Önce teknolojik olarak gelişimi sağlayalım, ondan sonra standardı oluştururuz!" diyenleri de kabahatli bulmayacağız!
Peki, öyleyse suçlu kim?
Önceden yazdığım, sonra da sosyal medyada karşılaştığım bir yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu yazıda isteyen istediğini bulabilir!..
"Oğlum Buğrahan Karaman sordu: 'Reyonda o kadar çok zaman neyi inceledin?'
 Cevap: 'TSE markalı ürün aradım, ama bulamadım.'
'Ne zaman bütün ürünlerin üzerinde TSE MARKASI olacak' diye sordu...
Durdum...
Düşündüm ve ona verdiğim cevabı da buraya yazıyorum...
'TSE'ciler, birbirini yemeyi bırakıp, TSE markalı ürünleri yedikleri zaman...'
Güldü..."