Tam ritmi bulduk, takım bütünleşmesini sağladık derken Erzurum’da maalesef tekrardan teker patladı. Aslında maç öncesi oldukça ümitliydik, hava durumunun da geçtiğimiz haftalara nazaran Erzurum’da yumuşak olması beni olduğu kadar herkesi daha da fazla ümitlendirmişti. 

Maç öncesi durum böyle olmasına rağmen maç içerisinde ortada Shehu’nun, hücumda da Özer’in eksikliği maç boyunca hissedildi. 
Devre arasında takımın yediği fırçalardan olsa gerek 2. yarıya daha derli toplu başlamasına rağmen Pote’nin bir anlık defans arkasına kaçırılmasıyla golü yedik. 
Golden sonra tüm hatlarımızla hücuma geçtiğimiz anda emektar Selçuk’un usta işi vuruşuyla beraberliğe çok çabuk ulaşmış olduk. 
İbrahim Hoca’nın son haftalardaki jokeri Recep’i oyuna almasıyla iyiden iyiye baskımızı arttırmışken yine Recep’in 80. dakikada kaleci Sehiç’le karşı karşıya pozisyonu heba etmesiyle bu maç böyle biter demeye başlamamıza rağmen, genç Sedat’ın yüksek topta ayağının kayması neticesinde boşta kalan Ömer Şişmanoğlu’nun kolayca attığı rövaşata neticesinde tekrardan mağlup duruma düştük. 
İkinci yarıda onca oyuncu değişikliğine ve sakatlık durumlarına rağmen hakemin 4 dakika göstermesi uzatmalardaki 2 dakikalık çarpışmadan da sadece 1 dakika eklemesi takımımız adına talihsizlikti.

SEDAT AYAKTA DURSA  O GOL OLMAZDI
Son olarak maçla ilgili performans değerlerine bakacak olursak. Takım oyuna kötü başlamasına rağmen ilk yarı boyunca gol yememesi ve soyunma odasına beraberlikle gitmesi büyük şanstı. 
Bilhassa Shehu’nun eksikliği nedeniyle rakip oyuncular direk savunmayla karşı karşıya kaldılar maç boyunca…
Yediğimiz her iki golde hatası olan Sedat oldukça talihsiz bir gün yaşadı, hele hele ikinci golde sadece ayakta dursa o gol kesinlikle olmazdı. 
Orta sahada alternatifli bir kadro olmasına rağmen defansta bu tür ‘Bal Ligi’ hataları oyuncularımıza maalesef yakışmıyor. 
İbrahim Hoca büyük ihtimalle haftaya defansta bir revizyona gider ama olan bizim puanlara oluyor. 
Bunun yanında daha geçen hafta iç sahada her harekete sarı kart gösteren bir hakem tiplemesiyle karşılaşırken bu maçta ev sahibi aleyhine elini cebine zor götüren bir hakemle karşılaştık. 
Geçmişte bize bol keseden sarılarını çıkaran hakemler Erzurumsporlu futbolculara çok toleranslı davranmaları gözlerden kaçmadı.
Daha geçen hafta çalınmayan fauller ve rakibe gösterilmeyen sarı kartlar neticesinde dengesi bozulan ve 2. sarıdan kırmızıyı gören Özer’i suçlarken Nasrettin Hoca’nın “Hırsızın hiç mi suçu yok?” deyişi hemen aklıma geldi. 
Sayın Başkan bu bağlamda pek bu işlere girmiyor ama birilerinin mutlaka Bursaspor’un büyüklüğünü TFF’ye ve MHK’ya hatırlatması lazım.
Zaten 3 puanımızı çaldılar bu durumun bir de hakemler tarafından yapılmaması için taraftar derneklerine de çokça iş düşüyor gibime geliyor.