"Hayat biter, alem biter, ortam biter, Çarşı bitmez" Ne bu Beşiktaş reklamı diyeceksiniz...

Hayır tam tersine Çarşı'nın reklamını değil Çarşı'nın içindeki bir caniyi Beşiktaş taraftarının dışlaması için yazıyorum bunu...

Nedir olay diyenlere...

Bir süre önce bir yavru köpeği yerden yere vurarak öldürmüştü bu cani...

Ve sonunda önceki gün mahkemeye çıkarıldı C.K..

İyi de ne ilgisi var Beşiktaş'la ve Çarşı'yla diye soranlara söylüyorum...

Beyefendi dün polislerin arasında bu bereyle caka sata sata (!) ilerliyordu...

Herhalde bu bereyi de üşümeyeyim diye takmadı kafasına...

Çarşı taraftarı olduğu için takmıştı...

Şimdi efsane yönlerini hep duyduğumuz insani olaylarda sosyal ve aykırı çıkışlarıyla bildiğimiz Çarşı tribün liderleri bu adamı hala aranızda tutacak mısınız!

Bilirim ki iki üç tane kendini bilmezin yaptığı Çarşı'ya halel getirmez,

bilirim ki hayvansever çarşı taraftarı gerekeni yapacaktır...

Hatta bu konudaki tepkilere örnek olacaktır...

Haydi Çarşı göster çarşılığını, sokaktaki canlar aşkına...

                                                                       ***

Bir hayvanın canı yanınca, abuk subuk bir ixşkence haberi sosyal medyaya düşünce siyasetçiler barım barım bağırıyor hayvanlarla ilgili yasa çıkmalı diye...

Bazen anlamakta güçlük çekiyorum, niye bağırıyorsunuz ki, ellerinizi kaldıracaksınız yetecek...

Ya da deyin ki bizim hayvan yasasıyla falan işimiz yok...

Hayvanları da sevmiyoruz ne haliniz varsa görün...

Hayvanların halini zaten bazı barınaklarda görüyoruz...

İt bağlasan durmaz diyoruz ya... Çoğu o halde...

Ama bazı belediyelerinin de hakkını yemeyelim...

Avrupa ötesi standarda sahipler...

                                                                       ***

Bu ülkede hayvan gönüllüsü olmak o kadar zor ki...

Öylesine zor şartlarda mücadele ediyorlar ki.

Aslında hayvan sever diye bir kelimenin literatürden çıkarılması lazım...

Çünkü herkes standart bir hayvan sever olması lazım...

Ya da en azından sevmiyorsan hayvana zarar vermeyen insan olman lazım...

Nedir yani öyle, ayak kesmek, araba arkasına bağlayıp koşturmak, üzerine kaşıyabileceğinin üzerinde yük bağlamak...

Ve daha bir çeşit işkenceler...

Bu insanoğlu, dünyayı sadece kendine mi barınak zanneder...

Unutmayın onlar Yaradanın sessiz kullarıdır, bir gün gelecek konuşacak veya konuşturulacaklar ve her şeyi eksiksiz adalet terazisi ile anlatacaklar...

Bilmem anlatabildim mi!..