Biz insanoğlu, hayatı bir gün olarak göremedik hiçbir zaman.

Hep bir geçmişe hasretliğimiz, geleceğe kaygımız, 

bugüne ise günü sığdıramadan kaybımız oldu.

İnsan doğduğu yerde değil doyduğu yerde yaşamayı seçiyor...

Evet ama yaşamak istediği yer doğduğu yerdir.

Dünya telaşı ile yer değiştirir.

Bu bir nevi mecbur kalınmışlıktır.

Daha kaliteli bir yaşam umudu ile yurtdışına göçler artmakta. Kalanlarsa hep yarının kaygısında.  

Herkesin bir derdi var.

Memlekette yüzü gülen insana rastlamak zor.

Maaşlar artmış gibi görünüyor ama alım gücü düşük.

Aile fertleri birbirini göremeden hayat akıp gitmekte.

Taşın altına elini koyamayanlar, evladı yük olarak görüyor. Sorumluluğuna sahip çıkamıyor.

Evlat ise kendi can telaşına düşmüş anne babayı yük görüyor. İmkânsızlıklar içinde herkes birbirinden kaçıyor.

Yalnızlıklar artmakta ve yaşama sevinci tükenmekte.

Memur olamayıp asgari ücretle çalışanlar tek kişi olarak evi geçindiremediğinden dolayı

baba, anne, çocuk ailece herkes iş aş derdinde...

Fırında çalışan işçi kardeşim:

 "Ekmek yapmazsak kimsenin karnı doymaz ama memurun maaşı geçinmesine yeterken, bizimki neden yetersiz" diye sormakta.

"işimiz ekmek yapmak ama eve ekmeği zor götürüyoruz" demekte.

Okuyana ve ilim öğretene saygımız sonsuz lakin hepimiz okumuş olsak bu memleketin ekmek ihtiyacını kim karşılayacak.

Bu memleketin çöpçüye de ihtiyacı var, öğretmene de, doktora da, mühendise de...

Bunlar birbirinin tamamlayanıdır.

Biri olmasa döngü bozulacakken neden hepsi aynı değere sahip değil.

Eşitlik nerede.

Hâlâ hiyerarşi gizliden gizliye devam etmekte.

Bunun yanı sıra kendi memleketimizde biz bu kadar sıkıntı çekerken, dışarıdan göçle gelenlere verilen haklar kendi yurttaşımızı ikinci sınıf duruma düşürmekte.

Elbette kimsenin gönlü razı değildir can yanmasına,

küçücük yüreklerin can korkusu ile burun buruna yaşamasına.

Umuyoruz ki en kısa sürede; dışarıdan aldığımız göçler tersine döner; dışarıya verdiğimiz göçler ise yine onlar için olanaklar sağlanıp tekrar geri getirilir ve memleket hasretleri biter.

Doğulan yerle, doyulan yer aynı yer olur herkes için.

Canla başla savaşılarak kazanılan topraklarımızdan yaşam kalitesi sebebi ile yapılan göçlerle, günden güne başka bir millete devretmiş olmak istemeyiz.

Bu topraklarda yaşamak, bizim insanımızın hakkı.

Uygun koşullar sağlandığı ve adil bir düzeye ulaşıldığı takdirde yüzleri gülen bir millet olacağız vesselam.