Bir otomobil devi, Türkiye'ye yatırım yapıyor, herkes sevinçli.
Ben sevinmedim, SEVİNEMEDİM!
O kuruluşa tedarikçi olabilmek için herkes strateji geliştiriyor, tedarikçiler onun istediği belgeleri, süreçleri yerine getirmek için gayret sarf ediyor.
Herkes mutlu, ben herkes gibi MUTLULUK NARALARI ATAMADIM!
 
"Şöyle olacak, böyle olacak" diye öngörüler yapılıyor, "Kalkınacağız, gelişeceğiz" diye sözler duyuluyor.
Ben, duyduklarımdan MEMNUN OLAMADIM!
Şimdi, önce bana kızacaksınız, sonra şöyle soracaksınız; "Karamanoğlu, neden?"
Sevinmek, mutluluk naraları atmak, memnun ve mutlu olmak, elbette ben de isterim.
Ne zaman biliyor musunuz?
Yerli ve milli otomobil fabrikası kurduğumuz zaman!
Türk markalı bir otomobile bindiğimiz an!
Tedarikçiliğini yapacak olduğumuz yabancı markadan değil, yabancıların tedarikçisi olduğu yerli ve milli otomobil fabrikası bu ülkede kurulduğu zaman MUTLU OLMAK istiyorum!
Türk markalı bir otomobile bindiğim zaman SEVİNÇ NARALARI atmak istiyorum.
 
Elbette, adı geçen markanın Türkiye'de yatırım yapması önemlidir.
Elbette, yabancı sermaye bu ülkede yatırım yapmalıdır, bunun ülke ekonomisine birçok faydası vardır.
Yabancı sermayenin ülkeye gelmesine taraftarız.
Ancak, bizim sanayimiz "TEDARİKÇİ" olma alışkanlığından kurtulmalıdır.
Yabancı ana sanayilerin tedarikçisi olma anlayışından, "yabancı tedarikçilerin ana sanayisi olma" anlayışına artık geçmeliyiz.


***

83 CENT
İhracatını yapmış olduğumuz ürünlerin yüzde 95'inin kilogram fiyatı ortalama 83 Cent!
Sanayicimiz, uğraşıyor, didiniyor, çalışıyor, çabalıyor, ihraç da ediyor, ama sonuç ortalama 83 Cent!
İstihdam sağlıyor, organizasyonunu yaşatıyor, ama sonuç 83 Cent!
Devlet teşvik veriyor, teşvik ediyor, AR-GE merkezlerini destekliyor, sanayi kuruluşlarına para akıtıyor, sonuç 83 Cent!
 
Elbette, hiç yoktan, hiç üretmemekten, hiç ihraç etmemekten daha iyi bir sonuçtur 83 Cent!
Yurt içindeki ana sanayilere dönük üretim yapan tedarikçilerin durumu bir nebze daha iyi olsa da, ortalama rakam 83 Cent!
Bakınız;
Ülkemizdeki en büyük 500 sanayi kuruluşunun, 186 tanesi en düşük teknolojik ürünler üretiyor.
163 tanesi düşük teknolojik ürünler üretiyor.
109 tanesi orta teknolojik ürünler üretiyor.
12 sanayi kuruluşu ileri, yüksek teknolojik ürünler üretiyor.
 
Mesele şu; ileri, yüksek teknolojik ürünler üreten sanayi kuruluşlarımızın sayısı çoğalmalıdır.
Ve devlet, tüm teşvik ve desteklerini bu sınıfa yönlendirmelidir!
Konunun daha iyi anlaşılması için bir soru ile bu faslı kapatalım.
İleri, yüksek teknolojik ürün olan ve ithal etmek durumunda kaldığımız cep telefonlarının kilogram fiyatı ne kadardır? 

 

***

DEVLET MUHATAP ALMAZ!
Atatürk'e benzerliği ile (Bu nasıl benzerlikse, ben benzetemedim!) tanınan ve bu durumu sömürü haline getiren kişi ile ilgili, bir gazeteci bir paylaşım yapınca, konu gündeme geldi ve ilgili kişiye tepki gösterilmeye başlandı.
 
Tepkileri haklı buluyor, biz de tepki gösteriyoruz. 
Ama bilinmeli ki; bu kişiye ilk tepkiyi gösteren, Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ'DİR.
Hatırlatalım istedik...


***

TSE'DEN HABERLER (www.tse.org.tr)
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, Türk Akreditasyon Kurumu’nun (TÜRKAK) “20. Yıl Kutlama Programı”na katıldı.
TSE Başkanı Şahin, yaptığı konuşmada TÜRKAK'ın TSE ve benzeri milli uygunluk değerlendirme kuruluşlarının uluslararası sisteme dahil olmalarını sağlayarak, girişimcilerin ve sanayicilerin uluslararası pazarda var olmasına imkân sunduğunu kaydetti.
 
Akreditasyonun, uygunluk değerlendirme kuruluşları için teknik yeterlilik, tarafsızlık, dürüstlük ve rekabet ortamı yaratabilmeleri açısından önemli olduğunu belirten Şahin, "Asansörlerden ambulansların güvenliğine, nükleer santrallerin yapımından tedarikçi denetimlerine, siber güvenlikten ürünlerin performans deneylerine, demiryolu sistemlerinin kurulmasından araçların muayenesine kadar yüzlerce farklı alanda verilen sayısız hizmetin güvenilirliği, TÜRKAK akreditasyonu ile perçinlenmektedir" dedi.