Para kelimesi, dilimize Farsça'dan geçmiş ve kökeni “pare” yani “küçük parça”dır.

Küçük parçalar bir araya gelerek büyük parçalar ve güçler oluşturulabilir.

Para bir ülkenin özgürlük ifadesidir.

Güçlü ekonomiler dünyayı elinde oynatıyorlar. Şu an dünyada en çok iki para hâkim. Bunlar malumunuz Amerikan Doları ve Euro… Euro’dan önce Alman Markı vardı. Üçüncüsü ise G-8'ler...

İslamiyet’te ilk para, 639 yılında, Hz. Ömer döneminde bastırılmış ve kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise ilk para Orhan Gazi döneminde, gümüş akçe olarak bastırılmıştır. Bu paranın bir yüzünde “Mücahidün Sebillilah Sultan Orhan” ve diğer yüzünde “Duribe fi Bursa” yazılıdır.

Tarihteki ilk madeni para basımı M.Ö. 7’nci yüzyılda Anadolu’da Lidyalılar tarafından yapıldı.  

Avrupa’da ilk kağıt para ise 1660 yılında İsveç'te basılmış.

Amerika’da ise 1690 yılında basılmış.

Ülkemizde ilk kağıt para Sultan Abdülmecit döneminde, 1840 yılında “Kaime” adıyla basılmış.

Cumhuriyet döneminde ise 1924 yılında kağıt paralar basılmıştır.

Dünyanın ilk büyük darphanesi Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul Simkeşhane’de kurulmuştur. 

Günümüzde, dünya üzerinde yürürlükte olan para birimi 180 civarındadır.

Para ile ilgili kısa bir bilgilendirmeden sonra konuyu milli para ile devam ettirelim.

D-8'in temelleri, Ekim 1996'da dönemin başbakanı rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın davetiyle İstanbul'da düzenlenen "Kalkınmada İşbirliği Konferansı"nda atıldı…

8 ülke ve yaklaşık nüfusları şöyledir:

Türkiye (80 milyon), Endonezya (262 milyon), Malezya (32 milyon), Bangladeş (163 milyon), Pakistan (194 milyon), İran (80 milyon), Mısır (96 milyon), Nijerya (186 milyon).

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki D-8 zirvesinde bir milli meselenin altını çizdi.

Yani D-8 ülkelerinin ortak kullanabilecekleri milli bir para… Bu sekiz ülke yaklaşık 1 miyar 100 milyon nüfusa sahip.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü 9. Zirvesi'ndeki konuşmasında, "Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerini kullanmanın önünü açarsak D-8 tarihinde bir devrime imza atarız. Dünyada pek az ülkeye nasip olan coğrafi ayrıcalığa sahibiz. Üç kıtaya hakim durumdayız. Zengin doğal kaynaklarımız, genç ve dinamik nüfusumuz var.

Her şeyin değiştiği dünyada D-8’in aynı kalması, yerinde sayması asla kabul edilemez. Teşkilatımızı yeni üyelerle, yeni ortaklarla tahkim etmemiz gerektiğine inanıyorum. Genişlemeden korkmanın hiçbir anlamı yok. Karar alma mekanizmasını oy birliği yerine nitelikli çoğunluktan yana kullanmalıyız. Oy birliği yerine nitelikli çoğunluğu getirirsek karar alma mekanizması hızlanacaktır. Mevcut sistem tıkanıklıklara, zaman israfına neden oluyor.

Üye ülkeler arasında ticarette artık milli para birimlerini kullanmanın yolunu açabildiğimiz takdirde devrime imza atmış olacağız. Kur baskısı altında ekonomimizi eritmeye gerek yok. Biz yerli milli paralarla bu ticareti yaptığımız takdirde inanıyorum ki buradan ülkeler ciddi manada kazanacaktır. Takas odası kurulması için merkez bankalarını bir araya getirelim. Belki başta takas yolu ile ticarette kullanılacak para neden daha sonra ortak para olmasın…" dedi.

Bu anlatılanlar zor ama imkânsız değil. Başarmamız halinde dünyada 3. para olarak tarihe geçer. Yeniden tarih yazılır.

Avrupa Birliği bunu başardıysa bizler de başarabiliriz. D-8 yerine D-18, D-28 olur hem de iyi olur. Birlik ve güç olur… Dengeler değişir hak edilen ve doğru olan hak yerini bulur. Yeter ki isteyelim.

Bizi kapısında süründürdüğünü zanneden AB'ye haddini bildirecek arayışlarda olmak lazım... Erdoğan'ın da bu arayışları yerinde ve ülke ekonomisi adına olumlu... Boşuna demiyor Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür"… Bunu artık herkes iyice anlamalı...