Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin yarışmalarına 30 yılda sadece iki kez katıldım. İkisi de aşırı derecede canım sıkıldığı anlara denk gelen yazılarımla oldu. Ve o sinirle yazdığım yazılarla eksik olmasınlar iki kez de ödüle layık gördü beni değerli jüri...

Birinci, çok yıllar önce, "Politikada Kadınların Topuk Sesleri" başlığıyla idi. Tansu Çiller'in başbakanlık yıllarıydı... O dönem neye kızdığımı çok iyi hatırlamıyorum.

İkincisi ise 3 sene önce bir spor yazısıydı...

Federasyon Başkanı Tüpçü Demirören'in uygulamaya aldığı 'La İmparatore Fatiha Terime'nin de desteklediği futbolda sınırsız yabancı oyuncu projesiydi...

Herkes bağırdı, çağırdı kendince ama bu iki beyzademiz sallamadı kimseyi...

‘Yanlış’ dedik, ‘yapmayın’ dedik, ‘Türk gençliğini katletmeyin’ dedik... Sahalarımızı yabancı çöplüğüne çevirmeyin dedik… Dedik de ama nafile...

Anlatacak dil var da anlayacak kafa yok.

Hadi artık 'Fatiha Terime'nin etkisi ve yetkisi kalmadı diyelim… Ama buraya parantez açıyorum... Şimdilik diye... Kendisi bir şekilde bir takıma hoca olacaktır. Eminim bugünlerdeki en büyük duası da Galatasaray'ın başarısızlığıdır...

Bilmem anlatabildim mi!..

La İmparatore; bana göre imparator olmayan...

FatihTerime; futbol adamlığına değil ama futbol bilgisine Fatiha okutan bir Terim’e artık ne kadar saygınız var?..

Bu ülkeye gelen yabancılara kızmıyorum. Arz talep meselesi…

Ama siz kanuna bağlarsınız işi, dersiniz ki; “5 bilemedin 6 kardeşim fazlası yok yabancının…”

Bak ne kadar basit…

En az iki tanesine de ülkesinin milli takımlarında oynama şartı koy ki biraz kalite konuşsun…

Öyle rekabet falan hikayeleri okumasın kimse...

Bakın Bursaspor’a... Onca yabancı gelince U17, U21 takımlarının fırtınası olan gençler dımdızlak ortada kaldı.

Şimdi bu gençler gece yatarken dualarına iki beddua eklemeyecek mi!..

Bu kanunu çıkaranların yedi ceddine Fatiha okumayacak mı!..

Ben olsam okurum…

Benim geleceğimi bir Alman, Fransız, İngiliz ya da Afrikalı’nın çalmasını asla kabullenemem…

Ekonomide hep yerli ve milli üretim demiyor muyuz, bunu spora neden endekslemeyelim!..

Verin artık şu Ahmetlere, Mehmetlere, Ümitlere, Kubilaylara, Oğuzhanlara bayrağı…

Sahada 9-10-11 yabancı futbolcu olunca inanın Mehmet Akif’in kemikleri sızlıyordur…

Kimi ne için motive edecek bir İstiklal Marşı çalıyoruz…

İşte basketbolda gördünüz…

Hep yabancıyla Avrupa şampiyonu olan Fenerbahçe’de sahada bir iki dakika oynayan gençleri milli takıma çağırdık, sonuç…

İyi mücadele ama eksik tecrübe nedeniyle ilk 16’da kaldık, yukarı çıkamadık…

Kına yaksın buna sebep olanlar…

***

Ama artık yabancı hayranlığı dönemi bitecek gibi… Nasıl mı?

Emir büyük yerden geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan olaya el koydu:

Haydi şimdi göreyim sizi Tüpçü Demirören ve saz arkadaşları…

Süresini bilemem ama şu an yusuf yusuf olmuş Külliye’yi fazla kızdırmamak için tedbir arayışına girmişinizdir herhalde…

Ey Türk Gençliği! Siz de takipçisi olun olayın.

Her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yabancı sayısına kısıtlama gelmeli, bunun en büyük yansımasını milli takımlarda görüyoruz” cümlesini yetkililerin gözüne gözüne sokun…    

Yoksa bu saatten sonra size de acıyamamam…

Fırsat elinize verilmiş…

Gerekeni yapın artık…

Takımların 11’i Birleşmiş Milletler karması gibi olmasın…