Bugünlerde sıkça rastladığım otobüs duraklarında A4 kağıtlarına yazılmış reklam yazıları... Kurban Bayramı’nda kıyma çekilir, sucuk yapılır. Falanca filanca kasap...
Esnafların ticari eylemini, para kazanma gayretini bir nevi anlayabiliyorum.
Anlayamadığım ve anlamaya çalıştığım bayramda hayvanlar ne maksatla, ne gibi şartlarda kesiliyor, kurban etleri nerede, ne şekilde, kimlere dağıtılıyor, esas ulaşması gereken yere gidiyor mu?
Kurban Bayramı senede iki kez kutladığımız dini bayramlardan bir tanesi...
Allah'a yakın olmak anlamına gelen kurban, dini bir terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce kesmek” demektir. 
İnsanlık tarihi boyunca hemen hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklılıklar bulunur.
Bayramın neşesini sevincini yeni kıyafetler, ev gezmeleri, büyüklere ziyaret, ikramlar, bolluk bereket olarak adlandırıyor ve yaşıyoruz. 
Kurban Bayramı’nın faziletlerini ne kadar idrak edebiliyoruz veya gerçekleştiriyoruz?
Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. 
Gerek fert gerekse toplum açısından malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğuna inanmıştır. 
Bayramın amacı…
Belli bir mali güce sahip olanlar kurban etinden yararlanacak ihtiyaç sahiplerinin haklarının dağıtılması, bayram manasıyla yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama alışkanlığı verdiğine, cimrilik hastalığından, dünya malına olan tutkunluktan kurtardığına inanıyorum.
Fakirin de varlıklı insanlar aracılığıyla, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olduğu bilincine varıyorum.
Özellikle et satın alma imkânı hiç bulunmayan veya çok sınırlı olan yoksulların bulunduğu ortamlarda onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür.
Peki, paylaşmak için kestiğimiz hayvan etlerinin dörtte üçünü dağıtıyor muyuz, yoksa kan akıttık, ibadeti yerine getirdik deyip bütün bir kış boyu tüketmek üzere derin dondurucunun raflarında mı saklıyoruz?
Kıyma sucuk vs. olarak saklanan etin ibadeti makbul mü sayılıyor?
En az yedi kapıya dağıtılması gereken etin kalanını ise kavrulup bayram ziyaretine gelen misafirlere ikram edilir bilinci örfü adeti ile gördük yaşadık.
Son yıllarda ise hayvan kesimine karşı olan kişiler dini bayramın vecibelerini yerine getirmek için kurban parasını farklı vakıf ve kuruluşlara bağışlıyor.
O vakıf ve kuruluşlara giden et veya para ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor mu, ne kadar eminiz?
Banka havalesi dekontu ile kurban ibadeti olmaz…
Kurban etini veya parasını kime verdiğinizi bilin…
Kasapların önünden dahi geçmeyen ailelere kendi elinizle bayramın hürmetine verin…
Para olarak düşünüyorsanız zor durumda olanın kirasını ödeyin, borcu varsa kapatın…
Çocukları sevindirin, okuyana burs verin…
Sizin için doğru olanı en iyi sizden başka kimse bilemez…
Kurban Bayramı’nı fırsat bilenlere o fırsatı yaratmayın…
Bunu sevap borsası haline getirenlere verilecek en iyi cevap, hayır için kestiğiniz kurbanın kimin sofrasında olacağına sizin karar vermenizdir.
Allah'a ulaşacak kadar yakın olmak, ne hayvanın canının yanması, kanının akıtılması ne de et yiyenlerin bir daha hiç acıkmamasıdır.
En hayırlı ve kabul olan ibadet iyiliktir, illa ki "iyilik"