Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 6.suresi olan En’âm suresinin 155 ila 161 âyetlerinin mealini aktaracağım.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

155.İşte bu (Kur’an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin.

156.’Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (Hristiyanlara ve Yahudilere) indirildi, biz ise onların okumasından gerçekten habersizdik’ demeyesiniz diye;

157.Yahut ‘Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk’ demeyesiniz diye (Kur’an’ı indirdik). İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi. Kim, Allah’ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalimdir! Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.

158.Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bazı alâmetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin, şüphesiz biz de beklemekteyiz.

159 .Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiç bir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.

160.Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kimde kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.

161.De ki:Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.

Müfessirler, 155. Âyette, Tevrat ve İncil Arapça olmayan dillerde indikleri için, Araplar bu durumu bahane ederek ‘biz onların dillerinden anlamıyoruz, dolayısıyla onlardaki bilgilere vâkıf değiliz’ diyebilirlerdi. İşte Cenab-ı Hakkı’ın son Peygamber’e Kur’an’ı Arapça olarak indirmesinin sebeplerinden biri Kur’an için de böyle demelerini önlemektir. 

158. âyette, Allah Teâlâ inkarcıların kendilerine, görebilecekleri bir melek Allah bizat gelmedikçe ya da Peygamberin haber verdiği kıyamet gününe dair bazı alâmetler görülmedikçe inanmayacaklarını, ama böyle bir alâmet geldiği gün de onların imanlarının kabul edilmeyeceğini bildirmektedir. Bu alâmetler de hadislerde, bir dumanın zuhuru, yer hayvanın çıkması, doğuda batıda ve Arabistan’da bazı yerlerin batması, Deccâl’in çıkması, güneşin batıdan doğması, Yec’cüc ve Me’cüc’un çıkması ve Aden tarafında bir ateşin zuhuru gibi vakalar olarak bildirmiştir.

159. âyette,  Resüllullah (s.a.) şöyle buyurdu: Yahudiler yetmiş bir gruba ayrıldı, birinden başka hepsi cehennemdedir. Benim ümmetim de yetmiş üç gruba ayrılacaktır, birinden başka hepsi cehennemdedir. ‘O kurtuluşa eren grub kimdir ya Resüllallah?’ sorusuna cevaben: ‘Onlar benim ve ashabımın gittiği yoldan gidenlerdir’ dedi.

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasanız diye size öğüt veriyor.(Nahl/90)

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.

Hayırlı cumalar diliyorum.

                                                        * * * * *

VEFAT VE TEŞEKKÜR

Amcam Mehmet Çetinkaya vefat etti (1936-2020). Dün cenazesi defnedildi. Amcamızın vefatı nedeni ile arayan, mesaj yazan, acımızı paylaşan herkese teşekkür ederiz. Asrın illeti yeni tip koronavirüs sebebiyle taziye merasimi yapılmayacak. Allah (c.c.) rahmet eylesin. Başımız sağ olsun, dostlar var olsun...

Selam ve dua ile...