31 Ağustos 2020 itibariyle yeni bir eğitim – öğretim dönemine girmiş bulunmaktayız. Bu dönem, yeni olduğu kadar farklı bir başlangıcı da beraberinde getirmiştir. Diğer senelerin aksine bu sene öğrenciler, eğitim – öğretim dönemine uzaktan başlamış; öğretmenler, İstiklal Marşı törenini öğrencisiz yapmıştır. Yaz aylarının başlangıcında 31 Ağustos itibariyle yüz yüze eğitimin başlaması beklenirken ne yazık ki, koronavirüs vakalarındaki artışlar sebebiyle öğrencilerin okula kavuşması mümkün olmamıştır.

UZAKTAN EĞİTİM TEHLİKESİ

21 Eylül tarihine kadar eğitimlerine uzaktan devam edecek olan öğrencilerin hasreti 21 Eylül’de sona erecek mi bilemiyoruz fakat gidişata bakacak olursak hasret biraz daha uzayacak gibi duruyor. Uzaktan eğitimden sıkılan ve yeterli verimi alamayan öğrenciler için bu durum bir hayli sıkıntı teşkil etmektedir. Örgün eğitimde dahi oturtamadığımız sistemlerin gölgesinde süren eğitim öğrencilerimize büyük zarar verirken uzaktan eğitimin öğrenciyi daha da noksan bıraktığı ve bırakacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Dünyayı etkileyen virüsün ülkemizde patlak verdiği mart ayından itibaren okuldan uzaklaşmak zorunda kalan öğrenciler, örgün eğitime nazaran pek çok olumsuzluk ile karşı karşıya kalmışlardır. Nispeten eğitimden de uzaklaşmışlardır. Koca bir dönem belki de koca bir sene daha böyle devam ederse en büyük sorumluluğu eğitim olan geleceği kendilerinden emanet aldığımız öğrencilerimiz, büyük kayıplar yaşayacaklardır. 

YA EĞİTİM YA VİCDANSIZLIK

Durum bu kadar vahimken; ya çocuğu ya yeğeni ya da kardeşi veya başka bir akrabası öğrenci olan vatandaşlarımızın bazıları nasıl oluyor da öğrencilerin eğitimden uzaklaşması gibi onlar da vicdandan uzaklaşabiliyorlar? Maskesiyle ağız ve burun dışında başka yerini kapatanlar, caddelerde AVM’lerde keyfi için fink atanlar, her şey normalmiş gibi eş dost ve akrabasıyla sarmaş dolaş olanlar, sahillerde sosyal mesafeden bihaber olanlar ve daha birçok akıl ile vicdan yoksunları; can yakıcılığı gün geçtikçe daha da artan tabloların en büyük müsebbibidirler. Bir nefes için can çekişenler ve koronaya yenik düşüp can verenler neden ibret olmuyor? İşin ciddiyetini ateş kendi ocağımıza düştüğünde mi idrak edeceğiz? Eğitimli gençler bulamadığımızda geleceğimizi emanet etmek için ne yapacağız? İnsanlarımızı ivedilikle gerekli tedbirleri almaya, koyulan kurallara harfiyen uymaya davet ediyorum. Bana kalırsa devletimiz de yaptırımlarını artırmalı ve asla taviz vermemelidir.

GÖNÜL İSTİYOR AMA…

İçerisinde bulunduğumuz sürecin ilerisine dair bir izlenimde bulunacak olursam gönül ister ki sağlıklı bir ortamda tüm öğrencilerimiz; okullarına, öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuşsun. Şartlar buna el vermezse – ki benim de tahminim bu yöndedir – uzaktan eğitimden uzak tutulması elzem olan bazı sınıflar eğitim – öğretime örgün bir şekilde yani yüz yüze devam etmelidir. Bütün öğrencilerin uzaktan eğitime maruz bırakılması ise tek kelimeyle felaket demektir.

Ümit ederim ki; her bir vatandaşımız tedbirlere sıkı sıkıya sarılır, kurallara eksiksiz uyar.

Ümit ederim ki; aylardır hasret çeken bütün öğrencilerimiz okullarına, arkadaşlarına ve öğretmenlerine kavuşurlar.

Ümit ederim ki; öğrencilerin sesine özlem duyan okullar, özlemiyle buluşur.

Ümit ederim ki; pınar gibi olan öğretmenlerimiz, sevgi ile şefkat ile bilgi ile ahlak ile besledikleri çiçeklerine erişirler.  

Uzaktan eğitimden uzak kalmak temennisiyle…

Bursa Erkek Lisesi'ne ait 31 Ağustos 2020 tarihli İstiklal Marşı töreni…