Keyifler o kadar yerinde, paramız o kadar bol ki; bu sene hangi etkinliği yapalım düşünmeye bile ihtiyacımız yoktur. 
Bas bas paraları Leyla’ya misali, organizatörlere paraları basınca herkesin adını unuttuğu çalgıcı, şarkıcı takımı sanatçı diye yollarına paralar saçılarak halkın huzuruna getirilir.
Bir Dağ ilçesinin tek derdi Yusuf Güney’i dinleyememiş olmak olduğundan, geçkin bir delikanlı gelir, bilinmeyen üç beş şarkı ile şenliğe noktayı koyar, desteleri kapıp gider.
Bizim Dağ bölgesi çok zengindir. Göç veriyor, okulları öğrencisizlikten kapanıyor, köy insansızlıktan ölüyor falan derlerse de inanmayın.  
Hepsinin tıkırı yerinde, işleri yolundadır.
Sıkıntısı olan bir ilçe, panayırlarda gösteri güreşlerinde parsa toplayan güreşçilere kemer takar mı? 
Yağlı güreş Türkiye’de Kırkpınar, Bursa’da Çalı olarak anılır, başkasını bilen var mı?
İki günde 50 bin kişi ağırladık diye caka satar mı?
O kadar zengindirler ki; Allah’ın verdiği doğal güzellikleri, meyveleri ve nimetleri bile görmezden gelip, ilçelerine katkı koyacak, esnafına para kazandıracak etkinlikler düşünmezler.
Ağalar! Yapılan işin boyuna posuna değil, işlevine bakacaksınız ve sizi seçenleri aldatmayacaksınız.
50 bin kişi geldi diye öğüneceğinize, gün sonunda sosyal, kültürel ve parasal kazanç olarak ilçeye ne kaldığını söyleyin.
Gelenler etini, sütünü, yiyeceğini Bursa’dan getirip çayıra yayılıyorsa, giderken de çöpünü size bırakıp gidiyorsa siz ilçeniz için hiçbir şey yapmamışsınız demektir.
50 bin kişi yiyeceğe, içeceğe adam başı 20 lira bıraksa ki siz esnafıyla, üreticisiyle, kadınların yemekleri ile hazır olursanız fazlasını bırakır, 10 binlik ilçeye bir günde 1 milyon lira para girer.
Bunları düşünmek için çok akıllı olmanız gerekmez, yaptığınız işi ve ilçenizi sevmek yeterlidir.
Yaşadıklarım ve izlenimlerim beni sevdalısı olduğum Dağ yöresinin kaderinin değişmeyeceğine inandırdı.
Kocayayla’ya elbette gideceğim ama bulamayacağımı bildiğim için oğlak etini bile Bursa’dan götüreceğim.

Çare Büyükşehir'de Çare Büyükşehir'de