Adamlık ve insanlık teraziye konan bir şey olsaydı, kefe tarafına oturttururdum Koca Arnavut'u...

Zafer Mahallesi'nin hasıdır kendisi...

Futbol antrenörlüğünde kafasına takunya vuracak kadar tutkulu...

Masasında bir çöp kırıntısı bulundurmayacak kadar titiz...

Fotoğraf makinasına yenge hanım kızacak kadar aşık...

İş varsa saati önemli değildir...

Gece gündüz mesleğinin amelesidir Koca Arnavut...

5 torunu var maşallah...

Onlarla birlikte olduğunda ne Arnavut damarı kalıyor ne sinir ne stres...

Kafasındaki saçlar gibi pamuk gibidir bizim Koca Arnavut...

Mesleğe yeni başlayan zıpırlar kızmasınlar ama ikinci emekliliğe doğru giden Koca Arnavut'un iş aşkı bazılarına öyle tur bindirir ki...

'Siz poponuzu kaldırıncaya kadar o fotoğrafı kadrajlayıp haberi yazmış İstanbul'a postalamıştır' bile...

Genç meslektaşlarım, bu arkadaş kim diye soracak olursanız...

Vallahi babamın oğlu değil...

Hiçbir kan bağım yok ama kan bağım olan birçok akrabamdan ayırmam kendisini...

Kara kaşı kara gözü ya da ak saçları için mi hayır...

Sizin hiç babanız ve kardeşiniz dahil 30 yıldır birbirinize tek kırıcı laf etmediğiniz bir dostunuz, arkadaşınız oldu mu?

Yıllar önce, gazetede tenkisat yapılacağı, 30-40 kişinin işine son verileceği duyurulunca 'ilk sıraya beni koyun' diyen birini tanıdınız mı?

Bugün muhabir arkadaşlarımızın acaba kaçı meslektaşlarının eşini, annesini tanıyor, bayramda onlara gidip elini öpüyor...

İşte daha sayamayacağımız ve aramızdaki hukuku bugünün insanına anlatamayacağım daha pek çok mahalle kültürünün muhabbeti var bizim Koca Arnavut'la...

Gördüm ki Bursa Festivali'nin açılışında kendisine 30. yıl plaketi vermişler...

Ey Koca Arnavut, ben senin adamlık plaketini yıllar önce bir sabah ezanı vakti Uludağ Üniversitesi'ne rahmetli validen Ramize Teyzem'le giderken vermişim... (Burasını da kimsenin bilmesine gerek yok. O da bizim aramızda kalsın... Ramize Teyzemizi de Allah cennetiyle müjdelesin.)

O yüzden o akşam aldığın plaketle benim verdiğim plaketi kıyaslamayacağını biliyorum...

O plaket seneye olmasa da öbür seneye sararır solar gider...

Bizim plaket bilirim ki mezara kadar altın gibi ışıldamaya devam eder...

Yine de örnek bir insanın böylesine bir plaketle böylesine güzel bir günde taçlandırılması takdire şayan bir davranış...

Hele bir de bu benim Koca Arnavut'um Recai GÜLER ise...