Eylül ayının 2. haftası yazmıştım Bursa’nın toplu ‘taşıyamama’ hikâyesini.

Hepsi değil ama yüzde 80’lik bir kesimi gerçekten kaba ve ehliyetleri ellerinden alınası kişiler o direksiyonun başına geçenlerin…

Bir gençle, bir bayanla, bir yaşlıyla diyaloğa giremiyorlar mesela… Suçluluklarını taşıdıkları yolculara bağırarak ve şiddete başvurarak bastırmaya çalışmaları ise gerçekten komik.

Saygı değer yetkililerin dikkatine,

sizler bu insanlara mı emanet ediyorsunuz bizlerin canını? Nihayetinde bir öfke nöbeti yaşadığında bu “sözde” şoförler, kullandıkları otobüs güzergâhtan çıkabilir ve ciddi trafik kazalarına yol açabilir… Tez zamanda “bir vatandaş olarak” bu tür insanlar hakkında gerekli işlemlerin yapılması gerektiğine inanıyorum.

Bütün şoförlerimizi zan altında bırakmak istemiyorum!.. Dediğim gibi, gözlemlerime göre yüzde 80’lik bir dilim sıkıntılı ve bu gerçekten azımsanacak bir rakam değil. Yüzde 20’lik kesime zerre sitemim yok çünkü sabahtan akşama kadar yılmadan yüzlerce yolcuyu tebessümle karşılayan abilerimiz var…

Şoförlerin kesinlikle psikolojik bir teste tabi tutulması lazım, gerekirse baştan bir uygulama yapılsın ve gerekli haklarına el konulsun! Bursa’yı avucunun içi gibi bilen ve insana saygılı, kurallara uyan şoför adayları illa ki çıkacaktır şehrimizden.

Ben bir gazeteciyim… Haber merkezine gelip bilgisayarımı açtığımda ilk baktığım şey kesinlikle ülke gündemi oluyor.

..Ve hemen hemen her gün karşılaşıyorum “trafikte şiddet” haberleriyle. Maalesef ki bu sıkıntılı olayların içinde de her zaman var toplu taşıma aracı şoförleri!..

Gerek yok!..

Daha dün yaşadığım bir olayı anlatayım size.

Otobüse bineceğim ama şoför efendi kapıyı açmıyor. Rahat bir 20 saniye geçti… Neyse beyefendi açtı kapıyı, tabi bu arada ağzını da açtı…

İŞTE O DİYALOG

-Duymiyor misin? Kappibozzikdiyorim!

-Beyefendi sakin olun ve bağırmayın.

-Nasıl bagirmayayim, benni duymuyor mussun?

-Ne dediğinizi anlamıyorum, bağırmadan konuşun lütfen!

-Kappi bozzik bozzik!

(Tabi çevredeki vatandaşların tercümesiyle ben kapının bozuk olduğunu, yani şoförün öyle söylemeye çalıştığını anladım)

-Kapı bozuk olabilir. Ben sadece uzun süre bekleyince, kapıyı açmanız için size uyarıda bulundum.

-Kappi bozzik ama delirecaaammmm!

-Yahu neden bağırıyorsunuz? Sakin olun ve devam edin yola lütfen, bakın onlarca araç birikti.

-Bagirmiyorim. Benim konnişmaşaklimbalki boyla!

-Sizin yolcuya bağırma hakkınız yok beyefendi. Burada aynı şekilde ben de size tepki verebilirim ama susuyorum. Ne yaparsanız yapın! Hem kapı bozuk diyorsunuz hem trafiğe çıkıyorsunuz. Zaten suçu işlemişsiniz, bari yolculara saldırarak suç işlemeye devam etmeyin.

O arada durumu anladı tabi yolcular!.. Biri bana ‘Boş ver’ diyor, diğeri canavara dönüşmüş olan şoför efendiyi sakinleştirmeye çalışıyor falan…

Velhasıl kelam hep aynı terane!

Lise ve üniversite bitirip iyi maaşa şoförlük yapmak isteyen onlarca kültürlü insan mevcut... Değerlendirmek lazım bu fırsatı!

Ciddiyim!..

Olay gerçekten içler acısı. Yetkili bir abimiz, “Yahu sabahtan akşama hep aynı güzergâh, e onlarca dert üst üste biniyor. Şoför ne yapsın?”

O güzel abime cevabı bugün bu köşede veriyorum:

FAZLADAN ŞOFÖR BULUNDURUN O ZAMAN! ÇALIŞTIRMAYIN… Şoför efendilerin deşarj olması için dişimizi sıkıp susacak mıyız hep!

Sonra istenmeyen olaylar yaşanıyor.

Yaşanır abi! Adama küfredip, onlarca insan arasında ezip, sesini yükseltiyorsan katlanacaksın gelecek tepkiye.

Herkes dişini sıkıp “sabır” diyecek diye bir şey yok… Yüzlerce maganda var sokakta!

Yüzde 20’lik kesime lafım yok ama o yüzde 80’e kesinlikle çözüm bulunmalı.

Yüzde 20’lik dilimin içinde bulunan şoför abilerime iletmek istediğim mesaj da şudur: “Dengesiz meslektaşlarınız yüzünden sizleri de sevmiyor vatandaş. Biz yolcular olarak gerekli yerlere şikâyette bulunuyoruz. Sizler de artık aranızdan temizleyin lütfen bu virüsleri.”

Not: Vermiş olduğum yüzdelikler kendi izlenimlerime dayanmaktadır.