Bursa'da bir soğuk hava deposu yanıyor.

Yangın o denli büyük ki, Bursa'nın her tarafından dumanlar görülüyor.

Televizyonlar canlı yayında, TGRT kameramanı ve muhabiri İhsan ALTIKARDEŞ de görüntüler eşliğinde yangını anlatıyor.

Canlı yayında, canlı yayın ekibine saldırı oluyor, bir ara görüntüler kayboluyor, olay canlı seyrediliyor!

Kamu adına görevini yapan gazetecilere, TGRT ekibine yapılan bu saldırıyı tasdik etmek mümkün değil.

Yayın yapan kuruluşun haber merkezindeki sunucu, olayı dehşet bir boyutta, saldırıyı bir katliam şeklinde anlatmaya devam ediyor ve canlı yayın kopunca, muhabir İhsan ALTIKARDEŞ'İ telefona bağlıyorlar.

Melezdeki sunucu, saldırıyla ilgili durumu saldırıya uğrayan muhabire, heyecanlı ve heyecan verici bir tonda soruyor.

Saldırıya uğrayan  İhsan ALTIKARDEŞ, öyle bir pas alıyor ki...

Hem saldırıya uğramış, hem de merkezden pas verilmiş, istediği gibi ajitasyon yapabilir...

Gayet soğuk kanlı bir şekilde, zarara uğrayan ve malı yanan işletme sahiplerinin "Bir anlık psikolojilerinin bozulmasından" kaynaklı ruh hali dolayısıyla böyle bir olayın olduğunu söylüyor ve...

Bursa'da meydana gelen bir yangının haberi içinden , Bursa'yı karalayıcı, Bursalıyı küçük düşürücü bir haberin çıkmasına müsaade etmiyor.

Tüm dikkatlerin yangına yönelmesini sağlıyor...

Kaliteli gazetecilik, işte budur.

Yaşadığı şehre aidiyet, işte budur.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu anlayışı ödüllendirmeli ve bu anlayışın yaygınlaşması için bu davranış örnek gösterilmelidir.

Köpek, adamı ısırıyor. Bu şekilde verilince haberin okunmayacağını düşünenler, adamın köpeği ısırdığını söyleyerek haberi bize okutmaya çalıştıkları ve maalesef başarılı oldukları günümüzde, İhsan ALTIKARDEŞ'İN davranışını önemsiyor, ahlaki ve kaliteli bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz.

Bundan dolayı, Bursa Platformu adına kendisine teşekkür ediyoruz...

***

ŞÖYLE BÖYLE OLMAYALIM

Şununla bunu!
Onunla şunu!
Bununla öbürünü!
Mukayese etmeyi, yarıştırmayı bırakalım artık!

Atıklarla uğraşmayalım, atıkları karıştırmayı bırakalım artık!

Düne takılıp kalmayalım artık!

Dün'ü, bugünün şartlarında değerlendirirsek, ona, buna, şuna, hepsine haksızlık yapmış oluruz.

Dün bitti...

Dün, bizim tarihimizdi.

Dünün doğruları da bizim...

Dünün yanlışları da bizim...

 

İhanet olmadıktan sonra, günahlar ve sevaplar hepimizin...

Gelin, geleceğe odaklanalım.

Gelin, dünün hatalarını birbirimizin günah hanesine yazmayalım.

Gelin, dünün güzelliklerini birlikte paylaşalım, o güzellikleri geleceğe hep birlikte taşıyalım.

Gelin!
Bir olalım...
İri olalım...
Diri olalım...
MİLLİ SES VERELİM!..

Son günlerin tartışma konusu ile bitirelim;

Biz birbirimizi biliriz!

BÖLÜCÜLÜK YAPMAYALIM!

***

DAVET

Bugün bir kez daha belli olmuştur ki;

MİLLİ SES VERMEK TEK ÇAREDİR!

Bunun yegane yolu da,

MİLLİ SES VER PROJESIDİR...

Beş yıldır; yazdığımız, konuştuğumuz, haykırdığımız MİLLİ SES VER PROJESINE, siyasi taassup göstermeden tüm milli unsurların sahip çıkması gerekiyor.

"Yerli üret,
Yerliyi tüket,
Kaliteyi (TSE'liyi) tercih et,
KALKINSIN MEMLEKET!.."
diyoruz!..

Herkesi kaliteye, TSE'ye davet ediyoruz...

TSE'yi de...