Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, 1999 yılında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla ilan edilen gündür. BM Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildi.

Elbette sorun ne o günün ne de bugünün sorunu. Kadına şiddet çok eskilere dayanan önemli bir toplum sorunu…

Evvelki gün birçok yerde etkinlikler ve açıklamalar yapıldı. Sorunlar gündeme taşındı birçok tedbir alınmasına rağmen maalesef cehaletten dolayı bir türlü şiddetin önüne geçilemiyor.

Tarih boyunca kadın hakları üzerindeki tartışma olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Sözde eşitlik ancak uygulamalarda pek eşitlik olmuyor maalesef.

İslamiyet’ten önce cahiliye devrinde ise kadınların durumu daha vahimdi.

İslamiyet öncesi vicdansızları kız çocuklarını gömerek öldürüyorlardı. Birinin kızı olduğu zaman onlar için büyük bir utanç kaynağıydı. Kimileri geçim korkusundan kimileri başka sebeplerden öldürürlerdi kızları.

Kimileri için de kızlarını evlendirmek bir alışveriştir. Bir bedel alınır ve kız verilir. Bedeli ödeyen de istediği gibi davranma hakkı görür kendinde.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in 81. süresinde; “Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman,  Amel defterleri açıldığı zaman, Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman, Cehennem alevlendirildiği zaman, Cennet yaklaştırıldığı zaman, Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir” buyurur yüce rabbimiz.

Hâlâ o cahiliye devrinden kalma bozuntular maalesef aramızda yaşıyorlar.

Onlar lafa gelince en büyük kadın savunucuları bile olurlar.

Şiddettin beslenme kaynağı cehalettir. Yanlış gelenek ve göreneklerdir.

Erkeklerin kaba kuvvet ile yersiz hâkimiyet kurma arzusu maalesef dinmeyen bir dünya meselesidir.

Okumuş diplomalı cahillerin sayısı da azımsanmayacak düzeyde.

Her gün şiddet ve ölüm haberlerini televizyonlarda izliyor ve gazetelerden okuyoruz.

İman, inanç zayıflığı ve cehaletle birleşince insanlık dışı eylemler yapılıyor.

Toplumdan yeterli tepkiler yok ve ağır cezalar olmadığı için yapanların yanında kâr kalıyor maalesef.

Yeri geliyor aile kızına sahip çıkmıyor arkasında durmuyor. Gelinlikle çıktın ancak kefeninle gelirsin cehaleti yaşanıyor.

Geçinemeyen çiftler dünyayı birbirine zindan ediyor. İş boşanmaya geldiyse o defter kapanmıştır. Tehdit ve şantajla aile ayakta kalamaz. Hele cinayet asla olmaması gereken bir durum…

Bazı kadınlar da çaresizlikten, kimsesizlikten ve parasızlıktan şiddete ses çıkarmıyor. Bu şiddetçilerin ekmeğine yağ sürmek oluyor.

Kimi sesini duyuramıyor kimi duyurmaktan korkuyor. Kimi de biraz cesaret gösterip boşanıyor ama maalesef cinayete kurban gidiyor.

İstatistikler korku ve endişe verici.

Herkese iş düşüyor. Herkes imkânları dâhilinde çevresinde yaşananlara sessiz kalmayıp ilgili birimleri haberdar etmeli.

Kadına şiddet ve cinayet insanlığa ihanettir.

Yüce dinimiz İslam kadına oldukça önem ve ehemmiyet vermiştir.  Çocukların ilk öğretmeni annedir.

Kadın eve, çocuğa, yemeğe, temizliğe ömrünü feda eden fedakâr ve cefakâr yüce insandır.

Allah’ın (c.c.) verdiği canı senin ne sebeple olursa olsun almaya hakkın olamaz. Senin annene, kız kardeşine yaparlarsa ne düşünüyorsan sen de aynısını düşünmek zorundasın.

Kadına şiddet inanca ihanettir.

Devletimiz yoğun bir çaba içindeyken bizlerin de gerekli desteği göstererek yardımcı olmamız önemli.

Kadına karşı değil şiddete karşı olmalıyız. Az da olsa kadınlar tarafından erkeklere karşı yapılan şiddete de karşıyız.

İster fizyolojik ister psikolojik ister ekonomik olsun şiddet şiddettir.

Dövebildiğin kadar değil sevebildiğin kadar insansın.

Kadına yönelik şiddet ile mücadele amacıyla hazırlanan 'Kadına şiddet hapiste biter' sloganındaki mesajı alması gerekenler inşallah alıyordur.

Alo 183 destek hattını telefonunuza kaydedin gerektiğinde tereddüt etmeden arayın. Devletimizin şefkatli elleri size destek olacaktır.

Her türlü şiddete ve cinayete hayır