Bir maç sonrası ilk kez korktum. Neden mi? Maç bitti, trene bindik, herkes yorum yapıyor. Oluşan düşünce endişe verici. “Bursaspor’u kimse kurtaramaz!” Beyinlerde  goller yenmiş, küme düşmüş takım; ümitsizlik fışkırıyor. Bursaspor sevdalıları şoka girmiş. İşte bu algı çok ürkütücüydü. Bursaspor’da herkesin kafasında başköşeye oturmuş. “Bu sene düştük”  

Beyler, henüz her şey bitmedi!

Bu kaybedeceğiz psikolojisi bir an önce aşılmalı. Ağır travmadan, sürü psikolojisinin etkisinden Bursaspor  kurtulmak zorunda. Hatırlatayım. Bursaspor düşmez. İsmi  yeter.  
Maça aslında çok istekli başladı Bursaspor. Sahanın her yerinde  üstünlük kurduk Trabzonspor’a. İlk yarı oyun tempomuz, tam saha presimiz ve istekli mücadelemizin zirve yaptığını görmek ümitlendirdi.

Üst üste gelen kornerleri görünce herhalde bu maçtan “Mesut” ayrılacağız derken, ikinci yarı puan için gerekli olan beceri, isabetli şut, final paslarındaki isabetlilikteki düşük oran galibiyete, puana  yetmedi. Mücadele her zamanki gibi müthişti ama puan sıfır!

Her kaleye gidişimizde yan toplarda  kaleci Onur, karşıdan gelen toplarda genç stoper Hüseyin karşımıza duvar örerek geçit vermedi. Demekki altyapıdan çıkacaksa böyle kaleci ve stoperler çıkmalıymış.

Bizim kalecimiz Okan, çizgisini kaybetmekten korkuyor!. Stoperimiz Ertuğrul sağa sola laf yetiştirmekte çok başarılı!..

Bursaspor, çok enerji harcayıp minumum verimle oynamaya devam etmekte. Aslında rakip Trabzonspor’un bizden farkı çabuk ve adam eksilten oyuncularının sayıca fazla olması. Yani kalite farkı! Orta sahadaki Sosa takımın en önemli oyun kurucusu. Sadece Sosa bizde olsa yeter de artardı bile... Trabzonspor alanı daraltan, hızlı pas yapan bir takımdan çok, işin kolayına kaçıp 40-50 metre uzun toplarla ilerideki oyuncularıyla gol arıyor. İkinci yarıda uzun toplardan birinde Barış’ın pozisyon hatası sonucu topu engelleyememesi, stoperlerin kademede geç kalması, Abdülkadir’in hayatının golünü atmasıyla bütünleşince şansa galip geldi rakip. Bizim boynumuz yine bükük kaldı.   

Tunay verimsiz, Aytaç üretken değildi. Yusuf çabaladıkça hata yaptı ve demoralize oldu. Sakho  tek başına arkadaşlarından top alabilmek için bir oraya bir buraya koştursa da nafile. Çünkü dilinden anlayacak bir oyuncumuz sahada yok!.. Bursasporlu oyuncularımızda  beyin ayaklara hükmedemez olmuş...

Kabullenilmiş başarısızlığın son dakikalarda sahadaki oyuncularımızın yanında tribünlerimize de yansımış olduğunu gördük. O uykudan uyandıracak oyuncuyu kendine getirecek ses seda yoktu. Sanki onlar da uykuya destek olmak için bestelemişler seslerindeki akordu.

Mesut olmak için son altı hafta bakalım ne getirecek… Kulüp içi kaos ya da hesaplaşma…

Ben şahsen altı hafta sonunda Bursaspor’un hedefine ulaşacağına inananlardanım. Bu takım başarır ve  küllerinden yeniden doğar... Bursaspor’un ismi bu ligde kalmaya yeter...

Görelim bakalım, Bursaspor isminin gücü ne kadar?