Yıl, 1502…

Yer, Bursa…

Dönem, Sultan II. Beyazit Han dönemi…

Ve "Kanun Name-i İhtisab-ı Bursa" yayınlanıyor.

Uygulanıyor.

Kanunname-i İhtisab-ı Bursa’nın son sözü; “Kadı haklarından gele…”

Kimin hakkından kadı gelecek?

Kalitesiz ürün üretenlerin,

Tüketiciyi aldatanların,

Haksızlık yapanların,

Vatandaşın can ve mal güvenliğini hiçe sayanların haklarından kadı gelecek…

Günümüzden 500 yıl önce kalite, standart, standardizasyon, tüketici, tüketici hakları, müşteri, müşteri memnuniyeti gibi kavramları toplumsal hayata monte eden ecdadımızın yaptıklarını günümüzle mukayese ettiğimizde, neredeyiz?

İstenen, özlenen seviyede değiliz belki, ama çok kötü bir konumda olduğumuzu da söyleyemeyiz.

Ülkemizde üretilen ürünler dış piyasada pazar buluyor.

Bazı markalarımız bulundukları bölgede söz sahibi olmuşlardır.

Kaliteyi yaşam felsefesi haline getiren sanayi, kamu, özel sektör kuruluşlarımızın sayısı gün geçtikçe artıyor.

Tüketici bilinci, şuuru sürekli artıyor, bireysel bilinçlenme ile paralel bir şekilde toplumsal bilinçlenme güçleniyor.

Ve görevi kalite, söylediği kalite, yaptığı kalite, yaşadığı kalite, sorumluluğu kalite olan milli kuruluşumuz olan TSE, yani Türk Standartları Enstitüsü, görevini gün geçtikçe daha büyük bir şuur ve sorumlulukla yerine getiriyor.

Eksiklikleri var mı?

Vardır elbet...

Varsa eksiklikler, aksaklıklar, dile getirilmeli, düzeltilmesi için önleyici faaliyeti de sizler oluşturmalısınız!

11.yy da Ahi Evran Veli vardı…

15.yy da Sultan II. Beyazit Han vardı…

Kaliteyi anlattılar, tüketiciyi korudular, üreticiye standardizasyonu öğrettiler ve bize göre kalitenin ilk tohumlarını attılar ve sonunda cihana hükmettiler.

Ve tarihin karanlık sayfalarına, kaliteden ayrıldıkları zaman karıştılar.

Kalite olmadığında, adil olamazsınız.

Kalite olmadığında, adaletli olamazsınız.

Kalite olmadığında, sosyal adaleti tesis edemezsiniz.

Kalite olmadığında, ekonomik hayatı düzenleyemezsiniz.

Kalite yoksa, iktisadi düzeni sağlayamazsınız.

Kalite yoksa, insanınız mutlu değildir.

Kalite yoksa, hazineniz boştur.

Kalite yoksa, bitap düşersiniz.

Ve istikbalinizi de istiklalinizi de kaybedersiniz.

Ve Osmanlı’nın kuruluşunda kalite vardır.

Yükselme döneminde kalite vardır.

Çöküş döneminde kalite olmadığı için, dünyanın siyasi haritası bugün bu konumdadır.

Bundan ders almak gerekir.

Kaliteyi iyi algılamak gerekir.

Kaliteye önem vermek gerekir.

Yukarıda yazdıklarımızın ışığında bir değerlendirme yapacak olursak, kalite her şeydir ve her şeyde kaliteyi aramak gerekir.

TSE’ye bir kurum olarak bakmamak gerekir.

TSE kalitenin ön adıdır, son adıdır ve mimarıdır.

TSE’ye kulak verin…

TSE, Ahi Evran Veli'dir.

TSE, Sultan II. Beyazit Han'dır.

İstiklalin sağlanmasında, istikbalin güzel olmasında etkin olan kurumdur TSE…

Çünkü TSE, kalitedir, gelecektir, istikbaldir...

Kaliteye önem vermeyenlerin adresi, tarihin karanlık sayfalarıdır.

Kaliteden ayrılmayın, bu ülkeyi kalitesizliğe mahkum etmeyin lütfen…