Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), işgücü istatistiklerini önceki gün kamuoyu ile paylaştı.

Türkiye genelinde 15 ve üstü yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 201 bin kişi azalarak 3 milyon 86 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı 0,9 puanlık azalış ile yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşti.

Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 1 puanlık azalış ile yüzde 11,4 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 2,9 puanlık azalış ile yüzde 16,9 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 0,9 puanlık azalış ile yüzde 9,8 olarak gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2018 yılı Nisan döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 852 bin kişi artarak 29 milyon 9 bin kişi, istihdam oranı ise 0,7 puanlık artış ile yüzde 47,9 oldu.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 15 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 868 bin kişi arttı.

İstihdam edilenlerin yüzde 18,3’ü tarım, yüzde 19,5’i sanayi, yüzde 7,4’ü inşaat, yüzde 54,8’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,6 puan, inşaat sektörünün payı 0,4 puan azalırken, sanayi sektörünün payı 0,4 puan, hizmet sektörünün payı 0,5 puan arttı.

İşgücü 2018 yılı Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 651 bin kişi artarak 32 milyon 95 bin kişi oldu. İşgücüne katılma oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 53 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,1 puanlık artışla yüzde 72,4;kadınlarda ise 0,6 puanlık artışla yüzde 34 olarak gerçekleşti.

Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 33,3

Nisan 2018 döneminde herhangi  bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı,, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,6 puan azalarak yüzde 33,3 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde  kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,1 puan azalarak yüzde 22,4 oldu…

Evet, bunlar resmi veriler ve istatistikler.

Verilere bardağın dolu tarafından yada boş tarafından bakarakherkes farklı değerlendirebilir.

Hem bireysel hem de kurumsal hem de kamusal olan en önemli sorunlardan biri de işsizliktir.

Birçok kötülüğün başıdır işsizlik.

Kimine göre işsizlik değil iş beğenmemezlik var.

Birçok işveren, işçi arayıp bulamazken bir taraftan da iş arayan işsizler…

Tabi bunu tek bir şeye bağlamak haksızlık olur.

Nüfus artışı oranına göre işyerlerinin aynı oranda artmaması.

İş gücü arzı ile işgücü talebinin aynı oranda olmaması.

Kimilerine göre işsizliğin açıklanan verilerden daha az olduğu, kimilerine göre ise daha çok olduğu.

Sigortasız çalıştırılan işçi sayısının bilinenden daha çok olduğunu söyleyenler de var. Koca koca firmaların bile sigortasız işçi çalıştırdığını duyuyoruz. Bu yapılan en hafif tabirle ayıptır, günahtır, milli ruha ihanettir.

Üniversitelerin ihtiyaç duyulan yada büyük oranda açık olan mesleklerde yeterli dengeyi sağlamaması ya da sağlayamaması…

Birçok insanın rahat ve bol maaşlı az saatli iş araması.

Tarımın azalması ve köyden şehre göçün artması.

Kimine göre ülkeye kaçak giren yabancı işçiler...

Teknolojinin gelişmesiyle işgücünün yerinin teknoloji ile çözülmesi.

Benzer birçok sebep sıralayabiliriz.

İstihdam sorununu çok kısa sürede çözmek zordur ama imkânsız değildir.

Ancak doğru ve akılcı bir planlama ile işsizlik en aza inebilir.

Herkese görev düşüyor.

Bakanlıklar, YÖK, üniversiteler, STK, odalar, borsalar, meslek örgütleri, mesleki kurslar,işverenler, iş görenler el ele vererek doğru politika ve projelerle işsizliği en aza, yani yok denilecek noktaya getirebilirler.

Ne mutlu işçinin hakkını alnındaki ter kurumadan veren işverenlere…

Ne mutlu işinin hakkını layıkıyla yerine getiren iş görenlere…

Mutlu ve mesut insanlar işini doğru yapanlardır.

Bizim Kundakcı müdürün bir sözü vardır. Haberi ya başlık satar ya da fotoğraf; ikisi bir araya gelince ödül almak kaçınılmaz olur.

Yani işçi ve işveren bir araya gelir üzerine düşeni yaparsa ödül kaçınılmazdır. Bu ödül illaki prim olmak zorunda değil. Üreten ve üretime sebep olan insan olmak çok az mı bir lütuftur...