Yeni başkanlık sistemi ile artık iktidar olmak için parti kurup mecliste çoğunluk sağlamak mecburiyeti ortadan kalkmıştır.

Artık iktidar olmak çok daha kolaylaşmıştır.

Yeni sistemde Başkan olmanız yeterlidir.

Her ne kadar bunun için en az %50 desteğe İhtiyaç olsa da iktidara giden yol çok daha kısalmıştır.

Parti kurma, teşkilat yapılarını oluşturma, üye toplama gibi zor ve zahmetli işlere gerek kalmadan iktidar olabilirsiniz.

Toplumda sevilen sayılan bir kişi, güçlü sivil toplum desteği ile bir anda Başkan, yani iktidar olabilir.

Yani seçimlere çok kısa süre kala bile böyle kişiler bir anda ortaya çıkıp Başkan olabilir.

Bunun en bariz örnekleri ABD ve Fransa’da Trump ve Macron ile yaşandı.

Tamam! Bunlar bir partinin adayı olarak seçildi, ancak burada anlatmak istediğimiz konu bu sistemlerde bir anda birileri çıkıp bütün hesapları alt üst edebildiği konusudur.

Seçimlere bir yıl kala kimsenin aklından geçmeyen, kimsenin hesaba bile katmadığı kişiler bir anda devletin başına geçtiler.

Her ne kadar sizi mecliste destekleyen milletvekili olması gerekse de toplumun en az %50’sinin desteğini almış bir kişiyi en az aynı oranda destekleyen vekil de çıkar ki yeni sistemde meclisin pek önemi yoktur.

Zira yürütmenin başı Başkandır ve bakanlar dahil yürütmenin başındakileri doğrudan başkan tarafından atanır.

Bundan dolayı ilk gündeme geldiğinden beri yeni sistemden en çok zarar gören iktidar partisi olacağını ve bu işten en zararlı çıkan bunu en çok isteyen olacağını vurgulamıştık da şimdi buralara girmeden devam edelim.

Parlamenter sistemde iktidar partisinin daha uzun yıllar iktidarda kalma ihtimalleri varken, en az %50 şartı olan bu yeni sistemde artık bu o kadar da garanti değil.

Parlamenter sistemde olayları kontrol altında tutma imkanları varken, yani muhtemel rakipleri iktidar olmak için parti kurma ve %10 barajını aşarak meclise girme şartı aranan bir ortamda, başkanlık sisteminde buna gerek kalmadan çok daha kolay iktidar olma ihtimalleri ortaya çıkmıştır.

Başkanlık sistemini bundan dolayı başından beri ısrarla savunduk.

Vatana millete çok büyük hayırlara vesile olacak derken kastettiğimiz sebeplerden birisi buydu.

Yani herhangi bir partiye gerek kalmadan sıradan bir vatandaş da bir anda başkanlık yarışına girebilecek ve bir anda kimsenin ummadığı şekilde Başkan seçilebilir.

Bundan dolayı hem nicelik, bunun ötesinde hem nitelik olarak muazzam potansiyele sahip göçmen camiasını bir araya toparlayacak çatının çok önemli olduğunu vurguladık hep.

Şu anda yol ayırımında bulunan ülkemizin hangi yöne gideceğini bu ülkenin yaklaşık yarısını oluşturan nüfusuyla göçmenlerdir.

Vatanına, milletine ve her şeyden öte dinine bağlı Göçmen topluluğu bu potansiyele fazlasıyla sahiptir.

Camiamız bunun bilincine varmalı ve buna göre hareket etmeli.

Neyi kastettiğimizin ayrıntılarına ileriki yazılarımızda devam edeceğiz.

Burada anlatmak istediğimiz; Başkanlık sistemini getirerek iktidar kendi elleriyle daha uzun yıllar hüküm sürme ihtimalleri varken birilerin hırsı yüzünden bu olasılığı yok etmiş olmalarıdır.

Yeni sistemde seçilme yeterliliğine sahip herhangi bir vatandaşımız yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir anda başkanlık koltuğuna oturabilir.

Kimse de, bu işler o kadar kolay değil, demesin. Hastalık var, ölüm var.

Birileri her türlü hesap yapar ama her zaman göklerin hesabı tecelli eder.

 “Allah izin verirse kısalır bütün yollar.Kısmetinse eğer, önünde durabilir mi dağlar”  bu işler işte bu kadar da kolaydır.