Dünyayı derinden saran, sarsan yeni tip virüs malum her şeyi alt üst etti.

İnsanlar ‘evde kal’ çağrılarıyla uzun süre evde kaldı. Kısıtlamaların kalkmasıyla ve havaların ısınmasıyla insanlar kendini suyun serinliklerine bırakıyor.

Ülke olarak yeni tip koronavirüsle tanışmamızın ve mücadele etmemizin 119. günü.

Serinlemek için denize, dereye, göle, baraja, nehre, akarsuya, sulama kanalına, havuza girmekte insanlar.

Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) "Evladınıza yüzmeyi, atıcılığı ve biniciliği öğretin" tavsiyesinde bulunmuş.

Yüzmek güzel ve özeldir ancak yüzmeyi bilenler yüzmeli ki üzülmeyelim.

Yüzme vücudumuz için en iyi aktivitelerden biridir.

Bilmeyenler de mutlaka gerekli eğitimi aldıktan sonra yüzmelidir.

Keyifli olduğu kadar da tehlikelidir yüzme.

Siz, siz olun tehlikeli sularda yüzmeyin.

İnsan kendisine ‘küçük ve ulu dağlar benden sorulur’ edasıyla gelişen aşırı güvenle, derin ve dalgalı sularda metrelerce açılmamalıdır.

Hele yeterince yüzmeyi bilmeyenleri ve özelikle de çocukları uzak tutmak gerekiyor derin ve tehlikeli sulardan.

Bize bir şey olmaz demeyin.

Burada bir şey olmaz demeyin.

Bizim çocuğumuza bir şey olmaz demeyin.

Çünkü oluyor ve ölüyorlar...

Bu günlerde nerdeyse her gün acı bir haber geliyor maalesef...

"Denizde iki kardeşin birbirine son bakışı"

"Serinlemek için girdi, boğularak can verdi"

"Serinlemek için girdiği gölden cansız bedeni çıkarıldı"

"Boğulan kardeşinin cesedine sarılan ağabeyin yürek burkan feryadı"

"Üç kardeş sulama kanalında buğuldu"

"Dört kuzen barajda boğuldu"

"Çocuklarını boğulmaktan kurtaran baba hayatını kaybetti"

"Üniversite öğrencisi denizde boğuldu"

...Ve daha nice yürek yakan başlıkları gazetelerden okuyor ve televizyonlardan izliyorsunuz.

Okuruz ve seyrederiz ancak her yıl boğulma vakalarına yine de duyarsız kalırız.

Nice hayatlar suda boğulup yok oluyor.

Bu işin şakası, telafisi, dönüşü yok ama ağır bedeli var!

Yapılan yanlışların bedeli maalesef 'can' oluyor.

Hayaller suda kaybolup gidiyor.

Hayatlar sönüyor. Ümitler tükeniyor.

Herkes kendine düşen sorumluluğu yerine getirirse,

derin ve serin sularda boğulmaz suyun keyfini çıkarırız.

Yüzmeyi bilmeyen dizini geçen suya girmesin.

Dizini, kimi göbeğini geçen, kimi de boyunu geçen suya girerse… Aman ha! Sonra yakınları dizini döver lakin iş işten geçmiştir.

Sadece yüzme bilmeyenlerin değil, yüzmeyi iyi bilenlerin de boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını unutmayınız...