Dr. Anooshirvsan Miandji devam ediyor… Şimdi ne olacak?
1- 2010 senesinde Eryaman’da oturduğum ev 1+1 idi fiyatı 75,000 TL idi yani o günün kuru 1,5 bir ABD doları iken 50,000 dolar ediyordu. Bugün bu yazıyı yazmadan önce fiyatına baktım 107,000 TL olmuş yani 6 liralı kura göre 17,833 ABD doları, yani 3 kat küçülmüş yani 3 kat fakirleşmişiz.
2- Bu fakirleşme devam edecektir. Ülke gittikçe küçülecektir, çünkü bazı hataların sonucunu görmek yıllar alır, maalesef, hemen göremezsiniz. Sera gazlarının aşırı salımı sonucu ozon tabakasındaki hasar gibi, 90 yıllarda pervasız antibiyotik satışı sonucu yıllar sonra ağır bedellerin ödenmesi, asimetrik büyümelerin ve dünya gerçeğine uygun olmayan politikaların sonuçlarını görmek gibi…
3- Şahin politikalar herkes ile gerilme sonucu çeşitli ticari konularda bedel ödettirecektir.
4- Dünya üretiminde 1000’de 9 olan üretim payımız, daha da düşecektir. Bazı arkadaşlar fantezi yapmayı sevebilir, ama gerçek bu, biz dünyada üretilen malın yüzde 1’ini bile üretecek boyutta değiliz, keşke bunu herkes görebilse.
5- İflasın sebep sonuç ilişkisini kurmayıp yine başkalarını suçlayıp dibi göreceğiz. Yani gittikçe küçüleceğiz, alım gücümüz azalacak, fakirleşeceğiz.
6- Dağ başında yapılmış olan 2,000,000 liralık evler satılmayacak, kalacak, kalacak, kalacak, gerçek değerine düşene kadar bekleyecek.
7- Kolay para kazanmak isteyenler iflas edecek, toplum bunu görecek, geçici ders alacak, ama 5-10 sene sonra toparlanınca tekrar aynı çark dönmeye başlayacak, çünkü bu 20. kezdir ki bu toplum batıyor ve ders almıyor…(Derinine etraflıca düşünmek bize göre değil, çabucak canımız sıkılıyor…)

Çözüm nedir?
Ben şahsen köylü olmak isterdim. Köylü şehre gelince durmuyor çünkü köyde dur diye bir ışık levha yok, tarlaya giderken dümdüz gidiyorsun, şehre gelen köylü de dümdüz gidiyor, ya eziliyor ya da eziyor. 
Ezilenleri gömüyorlar, görmüyoruz ama ezenler zengin oluyor görüyoruz. 
Görünce de “Aaa adam dün kasabadan geldi bir bina dikti 30 trilyonluk bir adam oldu” diyoruz. (Lüks bir jeep, sağına soluna iki sarışın da aldı mı, işte al sana örnek, numune…)
Ben köylü olmadığım için bir şey yapmadan önce kaç kere düşünüyorum, öz denetim sistemlerim var.
Bu arada bu yazıyı okuyup köylü lafına takılanlar olacak, biliyorum, olmazsa şaşırırım, ama açıklama yapayım, insan doğduğu yeri seçemez, köylü ya da şehirli olmak dert değil, ama köyden gelip şehirde köylü gibi yaşamak derttir. 
Beni rahatsız eden şehirlerin köyleşme oranı köylerin şehirleşme oranını geçmesidir (buna sosyolojide kültürel gecikme (cultural lag) derler, sonra yazarım).
Son bir not; elinizdeki telefon 1000 liralık da olsa 10,000 liralık da olsa, içindeki rehber aynıdır. Size gelen mesaj iyi ise siz mutlu olursunuz kötü ise mutsuz olursunuz. Hayatın anlamını nesnelere, eşyalara ve lükse bağlayan materyalist toplumlar, üretimden daha fazla tükettikleri için iflas ederler.”
Sizce sevgili okurlar, biz lüks yaşamayı hak ettik mi??
Günün Sözü:
“Hayatta dört şeyden asla vazgeçmeyin; 1-Gülümsemekten, 2-Sevmekten, 3-Öğrenmekten, 4-Hayallerinizden…”