Dr. Anooshirvsan Miandji diyor ki…
Önce ne oldu sonra ne olacağını yazacağım.
1-Önce IMF (International Monetary Fund, Uluslararası Para Fonu) ile hesabı kapattık, böylece dışarıdan kimseye hesap vermeyecektik (istediğimiz zaman istediğimiz yere para harcayabilelim diye).
2- Köylerden şehirlere göçü teşvik ettik, böylece inşaat sektöründe büyük bir sıçrama oldu (70.000 köye su çekeceğime, herkesi TOKİ’lere taşırım, bir boru çekerim suyu oradan veririm, çok ekonomik).
3- Bilen bilmeyen, sütçü, yoğurtçu, fırıncı, kimin gözü açık ise inşaat sektörüne girdi, uluslararası kredi çekti, niye? (Dünyada para boldu) sonra 200-300 bin liraya mal ettikleri evleri 1-2 milyon liraya satmaya başladılar, 1 koyup 2, 3, 4 aldılar.
4- İnsanlar özenince, sıfır araba, sıfır ev, onlar da kredi çekip mahalle değiştirdiler, böylece köylerden gelenler eski evlere yerleşip şehirliler daha yeni evlere taşındılar. Çankaya Çay yoluna, sonra İncek’e, sonra da Gölbaşı’ndaki bir dağ başına taşındı, dağın başı…
5- Doları icat eden ve yöneten ABD, faizi yükseltirken dünyadaki dolaşan serbest para ABD’ye geri dönmeye başladı, para kıtlığı başladı.
6- Siyasiler kendilerini güvenceye almak için, köyden gelenleri işe aldı, böylece kamu büyüdü, memur sayısı 4 milyon kişiye yaklaştı, yani onca özelleştirmeye rağmen kamu küçülmedi aksine büyüdü. 20 milyon çalışanın 5’te 1’i memur. Kamu şişti. Kamu denetim ve yasamadan sorumlu iken bir şirkete dönüştü. 
7- Üretim azalıp tüketim arttı. 1000 lira kazanıp 3000 lira harcandı. Lüks hayat diziler, TV’ler, reklamlar ve özentiler ile bilinçli olarak yaygınlaştırıldı. (Evde 50 kuruşa içeceğin kahveyi içme, 30 lira benzin yak, gel restoranda iç bir de yanına yaş pasta verelim olsun 100 lira giderken de 30 lira daha yak bi zahmet, toplam olsun 160, ama düz 200 yaparsan daha da enayi olursun, makbule geçer.)
8- Toplumun yükselen binalar, parlayan ışıklar ve lüks AVM’leri gördükçe ağzı sulandı, kazanmadan harcamaya başladı, ne olacak ki, ileride kazanınca öderiz taksit taksit, ama keyfini hemen çıkaralım, demi, önce keyfi gelsin sonra parasını öderiz, sonuçta memuruz ay başında maaş kesin yatacaktır ya da iş adamıyım 1’i 3’e 5’e satıyorum, ohhhh kebap… Aaa, kebap demişken ortaya karışık olsun, yedik yedik yiyemedikse de namımız olur.
9- Ankara’da 10 tane orta boy modern hastane yapıp herkesi kendi mahallesindeki hastaneye yönlendirmek gerekirken, sırf bir müteahhit çok zengin olsun, hastane çok büyük olsun, ün salsın diye tek devasa bir hastane yapıldı, niye hasta yolda giderken ölsün ya da ölmez ise hastanede kaybolurken kan kaybetsin, sersem olsun…
10- Üretim, teknoloji, sanayi, yazılım, donanıma harcanması gereken kaynaklar, yürüyen tavuk, Türkçe’yi Araplara özendiren dizilere, dağ başında yapılmış gökdelenlere harcandı… Üniversitelerin sanayi ile işbirliği geliştirilmesi yerine her tarafa dershane gibi içi boş binalar yapıldı, iş sulandırıldı. Millet çocuklarını 3000 lira verip dershaneye gönderiyordu, dershaneler kapatılıp özel liseye dönüştürüldü bu defa 30000 lira vermek zorunda kaldılar, çok zengin olduk, çok harcadık. (Devam edecek)

Günün Sözü:
“Başarı kolay elde edilir, önemli olan onu hak etmektir. (A.Camus)”