1993 yılında Türkiye'de cep telefonu kullanımı başlar. 1994 yılında ASELSAN'DA 30 kişilik bir mühendis grubu çalışmalara başladı.
1919 markalı ilk yerli cep telefonu ASELSAN tarafından üretilir.
O yıllarda, sadece Motorola, Ericson, Nokia markaları piyasada bulunmaktadır. Şu anki meşhur markalar henüz daha doğmamış.
Telefon üretimi sadece 9 ülkede yapılmaktadır, bunlardan biri de Türkiye'dir. 
ASELSAN tarafından ilk planda, piyasaya 500 adet cep telefonu sürülür, ilk ihracat Azerbaycan ve Kıbrıs'a yapılır.
Bir süre sonra, on ülkeye beş binden fazla ihracat gerçekleştirilir. 
İngiltere'de yapılan teknoloji fuarında, ASELSAN 1919 birinci seçilir.
Burayı bir kez daha tekrar edelim; ASELSAN 1919, İngiltere'de BİRİNCİ SEÇİLİR!
İlk titreşim özelliği, ASELSAN 1919'da bulunmaktadır.
Yüz yıllarca karşımızda titreyen Avrupalı, telefonun titreşim özelliğini de bizden öğrenir!
ASELSAN durmaz, yeni sürümler için çalışmaları hızlandırır, 1920 ve 1923 markalı sürümler için çalışmalara başlar.


Maalesef!..
Yapılan bu müthiş çalışmalara rağmen (sebebi nedir, nedendir?) bu muhteşem çalışmaların PATENTİ BULUNMAMAKTADIR!
Rakip firmalar, uluslararası mahkemelerde dava açar, davaları kazanırlar, ASELSAN yüklü tazminatlarla karşı karşıya kalır!
O yıllarda, Türkiye'de telefon satış ve dağıtım pazarı, tek bir firmanın elindedir.
ASELSAN, üretmiş olduğu ürünleri bu firmaya verir ve bu firmanın bayilerine bu telefonların dağıtması, bayiler üzerinden de bu telefonların tüketicilere satılması gerekir.
Ne mi olur?
Dağıtım firması, ASELSAN'dan telefonları alır.
Aldığı telefonları bayilerine göndermez, deposuna kaldırır. 
ASELSAN'dan satın aldığı telefonların parasını, o günlerin meşhur ithal cep telefonu markasından tahsil eder ve o ithal markanın telefonlarını bayilerine dağıtır.
Böylece, ASELSAN markalı cep telefonları Türk tüketicisi ile buluşturulmaz!
Dün, lideri olacak olduğumuz, birinci seçildiğimiz bu alanda, bugün bulunduğumuz yer hepimizin malumu...
Şimdi gelelim sözün özüne;
Siz; "DIŞ GÜÇLER" diyorsunuz!
Biz; "İçimizdeki hainler olmasa, dış güçler bir nane yiyemez!" diyoruz.
Ve biz ilave ediyoruz;
"Milli Ses Ver Projesi, Türkiye'nin kurtuluş reçetesi…"


***

MALİ TABLO
Milli Ses Ver Projesi, yukarıda ortaya çıkan fotoğrafın, bu ülkede tekrar olmaması için doğmuş olan bir projedir. 
O yılları bir hatırlayın!
Avrupalı üretirken, kendi piyasasını güçlendirirken, kendi pazarını oluştururken, Türkiye neyi tartışıyordu?
Elbirliği ile yazık ettik bu ülkeye!
El birliğiyle bu ülkeye yazık edecek olanların, ellerini kırmak için MİLLİ SES VER PROJESİ doğmuştur.
Bakın, lideri olabilecek olduğumuz cep telefonu pazarına bakın!
2015 yılında, 13 milyon 581 milyon 718 adet cep telefonu ithal etmişiz. Bu telefonlara 3 milyar 136 milyon 596 bin dolar para ödemişiz.
Bu bedelleri ortalama her yıl ödediğimizi düşünün.
Bir şeyi daha düşünün...
Bizi birbirimizle tartıştırıyorlar, çatıştırıyorlar, çarpıştırıyorlar, arkadan değil, gözümüzün içine baka baka da ürünlerini bize satıyorlar!
Sadece cep telefonu piyasasında mı?
Her alanda, her sektörde bunu yapıyorlar.
Belgelendirme piyasasında olduğu gibi!
TSE varken, yabancıya giden kim?
TSE varken, bu ülkenin sanayicisini yabancıya mahkum eden kim?
TSE varken, TSE'yi desteklemeyen kim?
TSE varken, milyar dolarları yurt dışına gönderen kim?
AB ülkelerindeki belgelendirme kuruluşlarına yetki verip, TSE'ye yetki vermeyen IATF kim?
TSE varken...
Bize göre mesele, değil "Dış güçler"
Mesele; içimizdeki pislikler!


***

İMAM ARANIYOR
Yıl 1557...
O yıldan bu yıla ne kadar zaman geçmiş, varın siz hesaplayın!
Hesabı yapın da, o gündeki anlayışla, bugünkü anlayışı karşılaştırmayı unutmayın.
Ecdadın ufku, vizyonu karşısında biz hayret ettik, varın sizde hayret edin!
Süleymaniye Cami için imamda aranan şartlara bakın;
1. İleri düzeyde Arapça, Farsça, Latince ve Türkçe bilecek.
2. Kur'an, İncil ve Tevrat'ı mukayeseli olarak bilecek.
3. Şeriat ve fıkıh bilgisine tam hakim olacak.
4. Öğretebilecek seviyede fizik ve matematik bilecek.
5. Ata binecek, ok ve kılıç kullanabilecek.
6. Hoş bir yüze sahip olacak.
7. Tek eşli olacak.
8. Güzel bir çehreye ve güçlü ve ahenkli bir sese sahip olacak.
Bu özelliklere sahip imamı, 1557 yılında Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Cami için arıyor ve buluyor da, hem de yüzlerce...
Biz de; Cuma hutbesinde Milli Ses Ver Projesini anlatacak olan, yerli üretimin, yerli tüketimin önemini kavratan, milli belgelendirmenin önemine vurgu yapan, kaliteli ürünleri teşvik etmek için TSE belgeli ürünleri öven imamları arıyoruz!
Sadece, caminin içinde, cenazede, mevlitte değil, sosyal hayatın her alanında, caminin dışında da görev alan, kaliteyi anlatacak olan hocalara ihtiyacımız var!..
Emrullah KAYA, Cemil AKAÇ ve Lütfi TAŞÇI hocalara selam olsun..