İnsanımıza ne olduğu konusunda bugün sizlere çok iç yakıcı bir hikaye anlatacağım. Aslında kelimesine kadar doğru…

Bu satırları okuduktan sonra dünyaya iyi kötü… Cennet cehennem... Siyah-beyaz penceresinden nasıl bakacağınızı ve bizim insanımızın hangi ara bu hale geldiğini düşünmenizi isteyeceğim.

Yeni restoran açan birisinin acı ve gerçek itirafları:

"Yeni restoranın açılması müşterilerden çok toptancıların ilgisini çekmişti. İlk gelen sezonluk su stokumu bana satmaya çalışan bayi oldu. Toptan alırsam, büyük su 35 kuruşa, küçük su 15 kuruşa geliyordu… Onun ardından toptan gıdacı, meşrubatçı ve biracılar da geldi tabii.

Buraya kadar her şey normaldi…

Ancak arkası kapalı, üzerinde hiç yazı bulunmayan kamyonet geldiğinde ilk şokumu yaşadım.

Adam kaşar peyniri satıyordu. Kilosu 6,5 liradan… Ben, ‘Nasıl böyle ucuz satıyorsun?’ deyince de adam açık açık söylemekten çekinmedi, ‘Abi bu dandik kaşar ama kimse ayırt edemez. Bak al bi parça…’

Nutkum tutulmuştu.

‘Zararlı değil abi, patates püresine yağ ve kaşar aroması koyuyorlar…’ demez mi!.. O şokla adamı nasıl gönderdiğimi hatırlamıyorum. Ertesi gün daha beterdi…

Kıymacı, köfteciydi gelen… Kilosu 3 buçuk liradan kıyma satıyordu…

Sinirlerime güç bela hakim olup kıyma denilen şeyin muhtevasını sordum… Et aroması, tavuk deri ve kemikleri, soya vs gibi ‘zararsız’ maddelerden üretiliyormuş.

Adam öğünerek, ‘Her şey dahil otellerden alan var abi’ dediği an kıçına tekmeyi yedi tabii…

Adamı kovdum kovmasına da, bu iş fena halde aklıma takıldı.

Kardeşim bu memlekette sahte olmayan bir şey yok mu?

Ben bu tip restoranlarda yemek yedim mi acaba? Yediysem kaç kere? Bu işin ucu nereye kadar gidiyor?

Oturdum bilgisayarın başına, başladım araştırmaya…

Aman Allahım! Neler neler varmış bu memlekette?

Yahu neredeyse gerçek bir şey yok piyasada. Her şeyin aroması var.

Üstelik bunlar internette online olarak satılmakta.

Aromalar saymakla bitmiyor.

Acı biber aroması, acıbadem aroması, ahududu aroması, alabalık aroması, ananas aroması, anason aroması, antep fıstığı aroması, ayran aroması, bal aroması, bergamot aroması, böğürtlen aroması, çam sakızı aroması, çedar peyniri aroması, ceviz aroması, çikolata aroması, çilek aroması, et aroması, fındık aroması, fıstık aroması, keçi peyniri aroması, keçi sütü aroması, kekik aroması, kimyon aroması, koyun peyniri aroması, koyun sütü aroması, parmesan peyniri aroması, tereyağı aroması, yoğurt aroması, zeytin aroması, zeytinyağı aroması, ekmek aroması…

Yahu, ekmeğin bile aroması var. Çakma ekmeği nasıl yapıyorsunuz kardeşim? Neden yapıyorsunuz?

Araştırdım, ekmekte durum bildiğiniz gibi değil…

Unun beyazlatıcısından tutun da maya besleyicisine (Yahu maya besleyici satıyor adamlar. Ninem ekşi mayadan, nohuttan yapardı ekmeği) hacim arttırıcısına kadar neler neler var. Adam gibi ekmek bile yedirmeyecekler bize.

Kahvelere köpük yapıcı satıyorlar yahu…

Köfte kızartılırken hacminin küçülmemesini sağlayan kimyasallar var.

Bilumum E-bilmem kaç maddelerini gördüm.

Yeminle bin civarında ‘E’li madde var…

Bir o kadar da ‘E’siz katkı maddesi piyasada…

Tam bunları okurken, sahte kolacı, ‘ucuz’ viskici, yaban domuzcu akın akın geldi…

Bunca gelen arasında bana da toplu halde geldiler, iyi saatte olsunlar…

Bütün bunları yaşayıp öğrendikten sonra tımarhanelik olmadığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum.

İşte bu yüzden pılıyı pırtıyı toplayıp dükkanı kapattım ve bu işe bir daha girmemeye, hatta turistik yerlerde iyi tanımıyorsam, restoranlarda yemek yememeye karar verdim."

Yani bizim dürüst esnafımız herkesin yaptığını yapmadı ama doğruyu yaptı.

Allah böyle esnafları başımızdan eksik etmesin...