“İki seçeneğin var bu zor koşuda, ikisi de senin elinde!.. Ya tozu dumana katarsın ya da tozu dumanı yutarsın!..”

Dünyanın en zenginlerinden biri olan Brunei Sultanı Hassanal Bolkiah hakkında yaptığım çok çarpıcı araştırmaları ve bu araştırmalar sonucu kurduğum hayalleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

İşte araştırmamdan göze çarpanlar…

Borneo'nun doğu tarafında bulunan Brunei, yalnızca 365 bin kişilik nüfusa sahip. İngilizlerden bağımsızlığını 1984'te kazanan ülkenin toplam gücü ve serveti neredeyse sultanınkine eşit…

Yani aslında, 14. Louis ‘L'Etat c'est moi’, ‘Devlet, benim’ dediğinde şaka yapmıyormuş. Brunei Sultanı, Hassan Bolkiah şu unvanlara sahip; devletin başı, başbakan, savunma bakanı, maliye bakanı ve dini lider.

Sultanın iki kubbesi 24 ayar altınla kaplı dev bir cami yaptırdığı ülkede nüfusun çoğunluğu Müslüman.

Dünyanın sayılı zenginlerinden olan sultan sadece cami yapımında eli açık davranmıyor, kendine yaptığı harcamalar da son derece yüksek.

Tam 1788 odalı sarayı Vatikan'dan daha büyük ve Carrara mermeriyle kaplı. Otomobil filosunda, içlerinde düzinelerce Rolls Royces'un da bulunduğu yaklaşık 300 model araba var.

Alışverişe Singapur'a, Londra'ya ya da New York'a gidiyor. Kendine ait Boeing filosu var. Kısaca, masal prenslerinin hayatını yaşıyor ve en az 20-30 sene daha bitmesi beklenmeyen petrol rezervleri göz önüne alındığında, bu şekilde yaşamaya da devam edeceğe benziyor.

Tüm bu araştırmalarımın ardından, birden gözümde yöremizin içinde bulunduğu coğrafi konum canlandı. Tüm yöremizi kapsayan duble yollar, otobanlar... Yeşilliğin tüm heybeti ile kurulu doğa merkezleri... Her bir tarafı turizm cenneti olmuş Dağ yöresinin; gülmeyi, sevinmeyi özlemiş o güzel yüzlerinde beliren mutluluk izleri... Hepsi hayal bile olsa inanın çok güzel bir duygu. Düşünsenize; 24 ayar altınla kaplı caminin değeriyle yöremizin kaderinin nasıl değişebileceğini? Neler neler yapılabileceğini?

Ne yazık ki, biz hâlâ yıllardır kangren haline dönen yöremizdeki 'GÖÇ' kavramını bir türlü çözebilmiş değiliz. Bu kadar tezat bir dünyada, hayal kurmanın bile zorlaşmasıyla birlikte günü kurtarmanın peşinde olan yöremin güzel insanlarının geleceğe umutsuzca bakması inanın beni çok üzüyor…

Ne diyelim her şeyin hayırlısı…

Günün Sözü:  

“Unutmayın,Yaşam ard arda gelen mevsimlerden oluşur.Her insan mükemmel yazların ihtişamına ulaşmak için birkaç şiddetli kışa katlanmak zorundadır...Ve unutmamak gerekir ki;Kışlar asla kalıcı değildir!..”

Hayallerimizin gerçeğe dönüşeceği güzel yarınlarda buluşmak dileğiyle...