Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü ve TSE işbirliğinde okullarda seri konferanslar vermeye başladık.
"Kalite - TSE - Tüketici Hakları ve MİLLİ SES" adı altında vermeye başladığımız konferanslarda, öğrencilerin ilgisinden dolayı memnuniyetimizi belirtmek istiyoruz.
Öğrencilerin sorduğu sorulardan dolayı diyoruz ki; "Harika bir nesil yetişiyor!" Bu nesli daha çok kalite ile buluşturmak, kaliteyle donatmak gerektiğine inanıyoruz.
 
Olmayan kalite dersinin olmasını, kalite dersinin zorunlu ders haline gelmesi gerektiğini ve üniversite sınavlarında, bu alanda sorular sorulmasını talep ediyoruz.
Başta okul kantinleri olmak üzere, çocuklarımıza TSE markasız ürünlerin satılmamasını istiyoruz.
Aslında çok şey istemiyoruz, bugünkü yöneticilerimizden, GELECEĞİMİZİ istiyoruz.
 
TOBB İmam Hatip Ortaokulu, Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu ve Sait Ete Ortaokulunda vermiş olduğumuz konferanslardan sonra, bugün, Nezir Akgül Ortaokulu, Şehitler Ortaokulu ve yarın da, Saadettin Türkün Ortaokulunda konferanslarımız devam edecek...
Milli Eğitimin izin verdiği ölçüde, TSE tarafından bu konferanslar verilmeye devam edecek.
Şuna inanıyoruz ki; sanayicinin kaliteli ürünler üretmesinin yanında, kaliteli, yerli ve TSE belgeli ürünleri tercih ve talep edecek nesiller yetişmezse, bu ülkenin muktedir olması mümkün değildir.
 
Bundan dolayı, Kalite Birliği tarafından Bursa'da yakılmış olan MİLLİ SES VER meşalesinin, tüm yurdu aydınlatmasını istiyoruz...
Ve Bursa MİLLİ SES veriyor...
Herkesin MİLLİ SES vermesini talep ediyoruz...

***

FİŞİNİ ÇEKİN
Salı günü bu köşede yayınlanan yazımızda kullandığımız bir ifade için arayan sanayici dostumuz, oldukça ilginç ifadeler kullandı.
Yazımızın o bölümü; "Devletin kurumu olan TSE'de, kral gibi muamele görmek varken, kendilerini kandıranlara "Kral muamelesi" yapıyorlar, sonra da bir kısım soytarılara maskara oluyorlar!"
Sanayici dostumuz şöyle diyor;
"Yazıyı okuyunca, önce alınganlık gösterdim. Sonra düşününce size hak verdim. Gerçekten de biz kendimiz bu çarka alet oluyoruz. 
Biz prim vermesek, bunlar bizi kandıramaz. 
Biz işin kolayına kaçmasak, bunlar bizi aldatamaz. 
Kamu kurumlarının bizim için var olduğunu bilebilsek, bunlar bizim paramızı alamaz. Maalesef haklısınız. 
Ve maalesef biz, kamu kurumlarında kral muamelesi görmek varken, kendimizi maskara ediyoruz."
Bunları duyunca, tespitimizin doğruluğuna sevinsek de, ülkemiz adına üzüldük. 
Çünkü biz bu ülkenin sanayi ile sanayici ile, üretimle muktedir olacak olduğuna inancımızı koruyoruz.
Ve sanayicilere bir kez daha çağrı yapıyoruz; 
"TSE varken; yabancıya ve bir başkasına gerek yok!"
Ve devam ediyoruz;
"Sizi aldatanlara pirim vermezseniz, talepte bulunmazsanız, onların işini bitirip, fişini çekmiş olacaksınız.
 
Kamuda, ilgili birim, ilgili personel işinize yardımcı mı olmuyor, onların da fişini çekin!"
Aman ha, elektrik prizinden çekilen fişle bunları karıştırmayın!
Fiş çekeyim derken, yangın çıkarmayın!
Doğru yönden, doğru kanaldan, doğrudan, doğru yerden talepte bulunmak gerek...

***

ASANSÖR KONUSU
Asansör muayeneleri, A tipi muayene kuruluşları tarafından yapılıyor.
İlgili belediyeler, belediye sınırları içinde bulunan asansörlerin periyodik muayenelerinin yapılabilmesi için, bir A tipi muayene kuruluşu ile protokol imzalamak zorundalar!
 
Bilindiği üzere, TSE'de A tipi muayene kuruluşudur. 
İşinin erbabıdır, işi bilendir, hatta bir adım öteye gidersek işi öğretendir.
Belediyelerin kasasından bir ücret çıkmıyor, ücreti vatandaş ödüyor, ama belediyenin  protokol imzaladığı kuruluşa işin yaptırılması zorunlu!
Can ve mal güvenliği tehlikede olan vatandaş, muayene ücretini ödeyen vatandaş, ama işin yetkisi belediyede!
İş böyle de!
İşin içinde iş mi var da, yapılan protokollerin süresi dolunca, iş değişiyor, hiç bir gerekçe sunulmadan, belediyeler tarafından iş başkasına veriliyor!
 
Neden?
İşte bu konuda, bir çalışma yapıp, işi kamuoyu ile paylaşabilecek, işi bilen birilerine ihtiyaç var!
Öyle görünüyor ki, iş yine bu başa düşecek, inşallah bu başa taş düşmeden, taşı gediğine yerleştirebiliriz...
Bu konuda kimseyi iğnelemeden, irdeleme yapmak lazım, cancazım..