Neredeyse her gün hayvanlara yapılan zülüm, işkence ve katliam haberlerini duyar olduk.

Elbette çoğunluğumuz bu haberlere duyarsız kalmıyor ve kalmayacak...

Hepimizin içi sızlar. Bu insanlığa sığmaz deriz. Çünkü bunu yapanlar sözde insanlar.

Hayvanları sevmeyebilirsiniz. Evde beslemeyebilirsiniz. Bir kap yemek, bir tas su vermeyebilirsiniz. 

Kaldı ki içinizde azıcık inanç, merhamet ve sevgi varsa imkânınız çerçevesinde destek olmak ve sahip çıkmak gerekiyor can dostlara.

Ancak hiçbir surette hayvanlara eziyet, işkence yapamazsınız ve öldüremezsiniz.  Unutmayalım ki onlar da can.

Dört bacağı kesilen köpek yavrusuna da, arabaların arkasına bağlanan köpeklere de, sosyal medyada kedilere yapılan işkencelere de, atlara yapılan zulme de ve son olarak başkentte yaşanan köpek katliamına da ülke olarak maalesef şahit olduk.

‘Bir ulusun büyüklüğü ve ahlaki ilerlemesi, hayvanlara yaptıkları muameleye bakılarak yargılanabilir’

Bizler tarih boyunca hayvanlarla iç içe yaşayan, hatta hayvan cemiyetini kuran ve kollayan bir millet iken hayvan ve insan sevgisinden uzaklaşıp nasıl bu hale geldik!?

Bu insan görünümlü illetler mutlaka kontrol altına alınmalı ve tedavi edilmeli; ıslahı yoksa itlaf edilmeli hatta.

Dinimizde kıyamet günü nasıl ki insanlar birbirlerinin üzerinde kul hakkı varsa ve hak sahibi hakkını alacaksa, aynı şekilde hayvanların hakkı olan, onlara zulmetmiş kişiye de zulmü oranında azap edilecek. Hatta hayvanlara yapılan zulüm insanlara yapılan zulümden daha ağırdır.  Çünkü insanlarla helalleşme şansın olabilir ancak hayvanla helalleşme şansın sıfır.

Dinimizde, örflerimizde; atalarımızdan, büyüklerimizden hayvanlara merhamet ve sevgiyle muamele etmemiz söyleniyor.

Allah (c.c.) hayvanlara iyi davranmamızı emrediyor.

Çalıştırılan hayvanların da mutlaka hakları korunmalı; iş süreci, beslenmesi ve dinlenmesi önemlidir.

Kısacası hayvana eziyet ne dine, ne ahlaka, ne de insanlığa sığar.

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.); “Vaktiyle bir kişi yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu, içine indi, su içti ve dışarı çıktı. Bir de ne görsün; bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. O kişi kendi kendine:

–Bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış! Hemen kuyuya indi, ayakkabısını su ile doldurdu, onu ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah (c.c.) razı oldu ve günahlarını affetti.”

Sahabeler:

– “Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mıdır?” diye sordular.

Peygamber Efendimiz:

–“Her canlı sebebiyle sevap vardır”  buyurdular.

Hepimizin ortak arzusu biran önce Meclis’ten hayvan hakları yasasının çıkması ve uygulanmasıdır.

Elbette yasa çıkınca her şey normale dönmeyecektir ama en azından suçlular gerekli olan cezasını çekecekler.

Bizler çocuklarımıza evden başlayarak; okulda hocalarımızın verecekleri eğitimle, hem insan hem hayvan hem de doğa sevgisini yaşayarak anlatmamız ve yaşatmamız gerekiyor.

Hayvan sevgisi taşımayan, insan sevgisi hiç taşımaz.

Sevgi varsa zarar vermez, yaşatır. Asla öldürmez.