“İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar; herkeste kusur görür kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o sana öyle bakar...” (Hz. Mevlana)

           Sözlük anlamına baktığınızda, ‘haddini bilmek’, herhangi bir konuda, kendi konumunu ve limitlerini bilip, ona göre tavır koyma, görüş belirtme durumu olarak görülür. Bunun hakkında da birçok anlamlı söz ve yazıda vardır. Ekşi sözlükte 'haddini bilmek' ile  ilgili o kadar güzel tespit ve örnekler var ki; haddini bilmek ikili ilişkiler içinde zor bir eylemdir, zira iki tarafın da karşı tarafa tanıdığı bir had çizgisi ve kendine belirlediği bir had çizgisi vardır.
-Şuna buna izin veririm, ben de onları yapabilirim gibi... İki taraf da bunu yapınca ki otomatiğe bağlanmıştır bu, elimizde dört adet hat bulunur. Bunlar örtüşüyorsa hiç problem yoktur. Aksi takdirde örtüşene kadar uğraşmak gerekir. Klasik kültürün, yani eski yunan kaynağının en önemli öğretisidir. Bilir misiniz? Homeros bir ozandı ve halk arasında söylenegelen söylenceleri topladı iki eser haline soktu: İlias ve Odysseia... Yani, suni gündem değildir bu. Haddini aşan insan veya Tanrıların hikâyelerinden oluşur bu iki destan…
         Bu hep böyledir… Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamıştır. Haddini bilen insan, yapamayacağı şeylere atlayıp, sonradan patlama gibi bir şeyle çok zor karşılaşır. Salak ya da aptal denen insanların sorunu aslında sandığımız gibi salaklık ya da aptallıkları değil, basit bir haddini bilmeme durumudur.
Diyelim ki numaraları hafızanızda tutmakta zorlanıyorsunuz. Şayet haddinizi bilirseniz, buna hemen bir çözüm üretebilirsiniz (not almak gibi) ama bu konudaki haddinizi bilmiyor ve not almıyorsanız işte kötü bir son sizi bekliyor demektir. Hele  hele böyle bir olayı birkaç kez tekrarlarsanız siz de bir salak damgasıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Olayın bir de duygusal boyutu var ki, işte bu biraz çetrefilli... Haddini bilmeyen insan, duygusal olarak sürekli bir çırpınma halindedir. Haddini bilmek, asimile olmakla sık sık karıştırılır, boyun eğenle eş tutulur... Hâlbuki o haddini bilen değil, olsa olsa zayıf karakterli olandır... Eğer ceylansanız aslana kafa tutmayın demek nasıl haddini bilmekten geçiyorsa, aslansan fareyle uğraşmamalısın da aynı şekilde haddini bilmekten geçer... Haddini bilmek çoğu zaman insanı sindirir, kendini zorlamasını engelleyerek bunun sonunda doğabilecek pozitif sonuçlardan mahrum kalmasına neden olur. Dünya ve insanlık tarihine damgasını vurmuş insanların hiçbiri haddini bilmemiştir.

     Büyük gerçekler ve değerler hiçbir şekilde gizlenemez, yok edilemez. Bunu denemek boşunadır. Bu konuda yapılacak çalışmalar sonuç vermez. Gerçekleri hiçe saymak ve onlara karşı savaşmak, büyük insanları karşımıza almak yararsızdır. Temel ve büyük değerleri gizleyip, kendi küçük hesaplarını tutturmak isteyen insanlar, ne kadar uğraşsalar da bunu başaramazlar. Yaşamımızı ve işimizi, genel gerçekleri göz önüne alarak yürütmeli, planlarımızı buna göre yapmalıyız.
  Büyüklerimiz boşuna dememişler; 'Haddini bil, haddini!.. Bilmezsen haddini bir gün patlatırlar enseni.'

Günün Sözü:
'Haddini bilmedikten sonra çok şey bilmek bir şeye yaramaz. Suskunluk kimseyi yanıltmasın çünkü susan konuşursa kimse kaldıramaz.' (William Butler)