Herkese kaldığımız yerden merhaba; Bir süredir rahatsızlığım nedeniyle yazılarıma ara vermek zorunda kalmıştım fakat bu süreyi çok iyi değerlendirdim diyebilirim. Nasıl mı? Tabiki bol bol okuyarak ve dinleyerek.

Geçtiğimiz yıllarda pek çok kez dijital çağ ile ilgili yazılar kaleme alındı ama hiçbirinde bugün yaşayacaklarımızın düşünüldüğünü sanmıyorum.

Bunun nedeni bence her dönemin kendi içinde çözümler sunması. O zamanlarda akıllı ev teknolojilerinin (Domates bitti diyen buzdolabı, eve geldiğinizde evinizi önceden soğutan klimalar vb.) ve giyilebilir teknolojilerin dijital çağın göstergeleri olduğu düşünülüyordu.

Bu teknolojilerin geliştirilmesi evet yeni bir dijital çağa işaret edebilirdi ama zorunluluk değildi ve herkesin alabileceği kadar ucuzlamıyorlardı. O yüzden tam bir dijital çağa hoş geldiniz demek doğru değildi.

Corona virüsü ise şu soruları cevaplandırmamızı gerektirdi ve dijital çağın aslında ne olduğunu hepimize gösterdi. Hey insanoğlu evden çıkmadan para kazanabilir, işlerini yada ekip arkadaşlarını yönetebilir, çocuklarını eğitebilir, evine alışveriş yapabilir, evinde sosyalleşip, evinde yalnız kalabilir misin?

Şu anda tam olarak bunu yapmıyor muyuz?

Sadece bizde değil tüm dünya aynısını yapmak zorunda değil mi? Hadi biz toplumuz ya pek çok ülkenin Başkanlarının bile toplantılarını bilgisayar başından uygulamalarla yönetmek zorunda olmasına ne demeli.

Devletler, halkla olan tüm ilişkilerini temas olmadan, kimsenin yerinden kalkmadan yapabileceği bir hale getiriyorlar. Koskoca şirketler eskiden binlerce kişiyle çalışırken şu anda “aa bu iş bu kadar kişiyle de oluyormuş” diyorlar.

Corona virüsü, toplumların hayata bakış açısından, iş yapış şekillerine kadar çok şeyi değiştirdi ama en önemlisi yeni bir dijitalleşme döneminin kapılarını hızla açtı ve açmaya devam edecek. İşte bu sebeplerden dolayı şimdi gerçek dijital çağa hoş geldiniz.