Türk Gençliği!
Şimdiki gibi değildi bizim dünyamız,
Farklıydı bizim rüyamız,
Bilgisayar oyunları ile büyümedik,
Fast Food, cart curt yemeklerden yemedik,
Top oynadık boş arsalarda,
Kuru ekmeğe tereyağını sürüp yedik,
Soğuk sularından içtik memleketin,
Ped şişelerde, ne olduğu belli olmayan suları içmedik,
Yaramazlıklar yaptık,
Gündüz okulda, akşam evde dayak yedik,
Ne okuldakileri, ne de evdekileri sevmekten vazgeçmedik...


Türk Gençliği!
Alış veriş merkezlerini hiç görmedik,
Mahalle bakkalından aldık samimiyet kokan ekmeği,
Marka giymedik,
Biz marka görmedik,
Otellerde değildi tatilimiz,
Havuzlarda öğrenmedik yüzmeyi,
Nilüfer çayında yüzdük, orada gezdik...


Türk Gençliği!
Biz "Yok" ile büyüdük, ama hep var olduk, hep mutlu olduk,
Ağlarken bile güler olduk,
Sen "Var" ile büyüyorsun, ama mutlu değilsin!
Sen "özel" yetişiyorsun, biz özeli görmedik,
Biz "öz" yetiştik, biz sokakta yetiştik...
Kavga ettik, güldük, ağladık, koştuk, zıpladık,
Arkadaş olduk, dost olduk, mutlu olduk...


Türk Gençliği!
Sen bilgisayar başında sanal yaşıyorsun,
Sırtını bile annene kaşıtıyorsun,
Mutluluğu sanal ortamda arıyorsun,
Sonrada mutsuzluğun girdabına düşüyorsun,
Sende mutlu değilsin, ailende mutlu değil, ülkemde mutlu değil...


Türk Gençliği!
Seni kuş tüyü yorganlara sardık,
Seni bilgisayara bağlayıp, eve hapsettik,
Seni marka hastası ettik,
Seni eğitim sisteminde yarış atı gibi koştuk,
Yaşamadıklarımızı sana yaşattık,
Seni "Milli Düşünceden" koparttık,
Seni gözümüzden sakındık,
Seni sokaklardan koparttık,
Seni senden kıskandık, özgüvenini yok ettik,
İstediğimiz mesleği sana dikte ettik,
Her istediğini, her isteğimizi yerine getirdik, hata yaptık be genç adam...


Gençlik!
Affet bizi!
Biz sana yanlış yaptık, biz gençliğimize yanlış yaptık!
Biz geleceğimizi ateşe attık...


Gençlik!
"Suçlu ayağa kalk" denildiğinde, kolumuzdan tut, bizi ayağa kaldır!
Suçluyuz ve senden özür diliyoruz...

GENÇLİĞİN CEVABI 
"Genç adam" başlıklı mektubu üzülerek okudum,
Dünyanız ve rüyanız ne güzelmiş,
Anladım ki, sizin dünyanızda çocuklar hep gülermiş...


Boş arsalarda top oynarmışsınız, bize binalar bıraktınız,
Ormanları yaktınız, nehirleri kuruttunuz,
Sonra kolumuzdan tutup bizi evde oturttunuz,
Başınızdan atmak için bilgisayarlar kurdunuz,
Yemek yapmamak için fast food, cart curt cuları mesken tuttunuz, 

Kaliteyi öğretmediniz, TSE'nin önemini anlatmadınız,                                                                           
Şans oyunlarında atları, eğitimde bizi koşturdunuz,
Şimdi ise "Affet" diyorsunuz, özür diliyorsunuz...


Pencereyi açma üşürsün,
Balkona çıkma düşersin,
Sokağa gitme, kaybolursun, diyerek özgüvenimizi yok ettiniz...


Dizilerle beynimizi doldurdunuz,
Sokağa çıkmadık, rengimizi soldurdunuz,
Nehirlerde yüzmedik, doğallığımızı öldürdünüz,
Katkılı yiyeceklerle iştahımızı kestiniz,
Fuzuli masraf yaptınız, kaynakları yok ettiniz...


Milli düşünce nedir,  Öğretmediniz,
Bize sürekli yalan söylediniz,
Evde devamlı kavga ettiniz,
Haklıya değil, güçlüye meylettiniz,
Bizimle değil, başka işlerle vakti hoş ettiniz,
Milli duruşu yok ettiniz...


Başaramadıklarınızı üzerimizde denediniz,
Başarısızlığınıza bize malzeme ettiniz,
Bizi bir proje olarak gördünüz,
Arkadaşınıza hava atmak için bizimle övündünüz,
Bizi ruh hastası ettiniz...


DEĞERLİ BÜYÜĞÜM!
Marka hastası olduk, doğrudur,
"Ben giyemedin, o giysin" diyen sen değil misin?
Bizi özel okula mecbur eden, sen değil misin?
Bizi gözünden sakındın, ama kendinden sakınmadın,
Bizi bir fanusta sakladın...


DEĞERLİ BÜYÜĞÜM!
Üzülme,
Doğrudan ve değerlerden vazgeçmeyeceğim,
Beni yetiştirdin, emek verdin,
Ekmek verdin, yemek verdin,
Derdindi, benim derdim,
Şimdi, senin derdin, benim derdim,
Dertler son bulacak, olumsuzluklar yok olacak,
CAĞA TÜRK MÜHRÜNÜ;
SİZ VURAMADINIZ!
BİZ VURAMADIK!
ALLAH YÜZÜMÜZE BAKACAK,
Sizin yaptığınız hataları biz, bizim hatalarımızı çocuklarımız yapmayacak,
"DÜNYAYA TÜRK MÜHRÜNÜ BİZİM ÇOCUKLAR VURACAK..."
Selam eder ellerinden öperim...


(Türk Gençliği)