“Gençlerimiz ve aydınlarımız ne için yürüdüklerini ve ne yapacaklarını öncelikle kendi düşüncelerinde iyice kararlaştırmalı, onları halk tarafından iyice benimsenip kabul edilebilir bir hâle getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya atmalıdır. Ben çok ümitliyim ki, gençlerimiz bunu yapacak derecede yetişkindir. Biliyorum ki, ihtiyarlarımız gibi gençlerimizin de tecrübeleri vardır. Zira milletimizin yakın senelere ait gördüğü acı dersler, yakın yılların en yoğun olaylar ile dolu oluşu, devrimizin gençlerini eski devirlerin ihtiyarları kadar ve belki onlardan fazla olayın şahidi, dolayısıyla gençliğimizi ihtiyarlar kadar tecrübe sahibi yaptı. Herhangi bir gencimiz yaşadığı devrin belki üç katı oranında olaya şahit olduğu için her gencimiz üç misli yaş sahibi sayılabilir, onları da ihtiyarlar gibi tecrübeli kabul edebiliriz. Gençliğimizin sahip oldukları bu tecrübelerden istifade ederek çalışkan, memlekete faydalı ve büyük imanla donatılmış olarak vazifelerini hakkıyla yerine getireceklerine eminim. (M.KEMAL ATATÜRK)”

Uzun zamandır yazmayı çok düşündüğüm bir yazının ağırlığı ve sorumluluğu içinde özenle seçmeye çalışacağım kelimelerin bütünleşeceği cümleler ile özellikle Dağ yöresi gençlerinin bugünden ve yarından beklentilerini siz değerli okurlarla paylaşmak istiyorum.

Sömestir tatilinden de yararlanarak kendileriyle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğum gençlerimizin duygu ve düşüncelerinin bu kadar yoğun olacağını inanın beklemiyordum. Hayata bakış açıları, Dağ yöresinin geleceği hakkındaki yorumları beni hem sevindirirken hem de çok düşündürdü.

Beni en çok üzen ve düşündüren ise çoğu gencimizin günü kurtarmanın peşinde ve bunun hesabını yapmaları oldu. Çoğu gencimizin siyasi görüş olarak net bir tavır sergilememeleri de, yaptıkları günü kurtarma hesabını tasdikler gibiydi.

Ülkemizin çeşitli üniversitelerinde öğrenimlerini devam ettiren gençlerimizden bazıları şimdiden mezun olduklarında iş bulma konusunda yaşayacakları zorlukları düşünerek büyük bir karamsarlık yaşarken, bazıları ise hedeflerini belirlemenin kararlılığı ile yarınlara bakış açıları iki ayrı tabloyu sergilerken Dağ yöresinin değerini ve kıymetini gurbette olduklarında daha iyi anladıklarını hep bir ağızdan söylemeleri, yöremize olan bağlılıkları, yöremizin geleceği yönünde beni oldukça umutlandırdı.

Gelelim, gençlerimizin yöre ile ilgili en önemli istek ve beklentilerine...

En büyük istekleri, yıllardır bir türlü önlenemeyen göç sorununa bir an önce çözüm bulunmasını istiyorlar. Bu çözümün de yöreye yapılacak hizmet ve yatırımlar ile sona ereceğine inanıyorlar.

En büyük hayalleri de okullarından mezun olduktan sonra çok sevdikleri yörelerinde branşları doğrultusunda çalışarak hizmet edebilme fırsatını yakalayabilmek… Gençlerimizin bu azmi ve birlik beraberlikleri devam ettiği sürece geleceğimizin aydınlık olacağına ben yürekten inanıyorum.

Sanırım bundan sonra da, yarınlarımızın garantisi olacak çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği için en büyük görev, yöreyi temsil eden büyüklerimize düşüyor, bizden söylemesi.

Günün Sözü:

“Umudun tanımına giren iki şey vardır;ZAMAN ve GELECEK…Umut ne dündür,nede şimdi…O hep yarınlarda yaşamayı sever…Yaşanan gün nasıl olursa olsun,beklenen gün  her zaman daha güzeldir…Çünkü;İnsanın geçmişi hep kayıplarla,geleceği de, hep umutlarla doludur.”