Paçayı kurtardık ancak “çok büyük bir hata olmazsa” matematiksel olarak tehlike az da olsa devam ediyor.

Bursaspor’da ne oldu da 2 senemiz kâbusa döndü?

Bu durumun analizi ciddi bir şekilde yapılmalı ve ‘geçici değil’ kalıcı çözümler bulunmalı.

Başkan kim olur bilmem ama bu takımın tarihine sadık kalan biri olmalı ve radikal kararlar alabilmeli. Yürekle beyin arasında öyle bir terazi kurmalı ki gelecek kişi, taraftarın korku dolu 90 dakikalar yaşamasının önüne set çekmeli…

Peki, nasıl olacak bu?

Adamına sahip çıkarak…

Yeni bir teknik adama gerek yok mesela!

‘Er’ meydanında şükürler olsun ki var 1 tane arma sevdalısı Mustafa.

Bu sevda başka efendiler!

Sahip çıkmalıyız ki yeni kâbuslar görmeyelim.

Kimse söylenmesin oturduğu yerden, “Şampiyon olmuş bir kulüp küme düşmez ki gardaş. Öyle böyle kalırız biz bu ligde” diye.

İşte, o işler öyle değil gardaş.

Önlem almadan olmaz!

                        ***

Konyaspor’u mağlup ettik Allah’a binlerce kez şükür olsun. Her ne kadar son 7 dakikada maç gidip gelse desavaştık.

Göztepe maçı dönüşünde hayata veda eden Bursasporlu kardeşim Yüksel Utgin de unutulmadı maçta…

Bir arma uğruna ‘Yüksel’di bir Timsah!

Unutur mu bu taraftar seni be Utgin, rahat uyu kardeş, huzurla…

Yazımın bu bölümünde alınan galibiyetle devam etmek istemiyorum cümlelerime tabi…

Konyasporlu arkadaşlar bence temsil edemedi o güzel şehri!

Mevlana’nın ateşiyle kavrulmuştur o memleketin her köşesi, ‘Konyalıyım’ demek de her babayiğidin hakkı değildir.

Mübarek kandil gecesinde 90 dakika küfretmek nedir be renktaş?

Olur mu, olmaz…

Aynı renklere gönül vermiş iki farklı takımın taraftarı dualarda buluşsaydı keşke o gece.

Armalar farklı olabilir ama hepimiz aynı bayrağın altında nefes alıyoruz unutmayalım.

Küfrü statlarda duymak istemiyoruz, hele bir de mübarek kandil gecesiyse…

Sarılalım yeter!