Merhaba sevgili okuyucular…
Meslek hayatımın bundan sonraki sürecinde artık sizlere hem özel haberlerimle hem de köşe yazılarımla 'agazete’den sesleneceğim. Bin bir zorlukla ve severek okuduğum gazetecilik mesleğimi 'agazete' gibi değerli bir kurumda sürdürmenin bana çok şeyler katacağına eminim. Bundan böyle hergün yayınlanan özel haberlerimle ve haftada bir yayınlanan köşe yazılarımla sizlerleyim. Çok lafı uzatmadan… İlk köşe yazımda bir ‘merhaba’ demeden geçemedim.
Profesyonel olarak köşe yazarlığı yapmadım. Ama bu profesyonel olamayacağımı göstermez. Hayatım boyunca hiçbir şey için bilmiyorum, yapamam, yapmadım demedim ve demeyeceğim. Evet gazetecilik mesleğinde yeni olabilirim ama ben üç yıldır kendimi çok geliştirdiğime inanıyorum. Tabi bu bazı gazeteci ağabeylerim ve ablalarım sayesinde oldu. Buradan bana emek verip bıkmadan her zaman yanımda olan, bana sert çıktığında bile gülüp geçtiğim ama uyarılarını mutlaka dikkate aldığım ağabeylerim ve ablalarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım… Ha  bu arada, iyi bir gazeteciyim demedim hemen yanlış anlamayın sadece kendine güvenen ve iyi olma yolunda ilerleyen bir gazeteci olduğumu belirtmek istedim. 

Sahalara döndüğüm ilk gün Bursa Tarım Fuarı’nda buldum kendimi. Tarım fuarından bahsetmek istiyorum ama öyle her zaman bildiğiniz ve okuduğunuz istatistik bilgiler değil sizlere anlatacağım konu...
Hangi konuda haber yaparım? diye düşünürken, tabi etrafımı gözlemleye gözlemleye fuar alanına ilerledim. Bütün standları tek tek gezdim hatta sohbet etme imkanı bile buldum ama nedense ne elim gitti fotoğraf çekmeye ne de röportaj yapmak istedim.Çünkü fuar alanının dışında farklı dönen bir dünya vardı.Fuarı bir geçim kapısı görüp de fuar alanı dışında bir umut satış yaparım diye bekleyen seyyar satıcılardı. Bu konuda güzel bir haber yapabilirim diye düşünürken kendimi kemer satmak için tezgah açan Mustafa amcanın tezgahının önünde buldum.Daha önce bir iplik fabrikasında sigortalı bir işçi olarak çalıştığını söyleyen Mustafa amca, evin giderlerine yetişemeyince kendine bir tezgah alıp bu işe koyulmuş. Tabi bunun elektriği var, doğalgazı, ev kirası, çocukların okul masrafları var… Masraf üstüne masraf. 'Yetmiyor' dedi Mustafa Amca...
Sadece Mustafa amca değildi fuarı geçim kapısı gören iplikçisinden simitçisine, köftecisinden kestanecisine, fidancısından dondurmacısına, sucusundan takıcısına, kuruyemişçisinden çiçekçisine, hepsi oradaydı. Bu arada bahsettiğim kişiler seyyar satıcılar, hani şu her sokak başında zabıtayla köşe kapmaca oynayan eve ekmek parası götürmek için gün içinde ‘dondurmacı, iplikçi, köfteci, balıkçı’ diye avazı çıktığınca bağıran seyyar satıcılar… Tarım fuarıyürüyen esnafa geçim kapısı oldu.
Çocuk yüreğiyle kalın...