Referandum bitti, tartışmalar kaldı. Sebep de bıçak sırtı “evet”. Bu sonuç aslında herkesi memnun etmesi gerekirken, tepkilerden kimsenin memnun olmadığı anlaşılmakta.

Her şeyden öte bu sonuçtan en çok muhalefet memnun olmalı.

Zira buradan bir çok defa paylaştığımız gibi bu referandum ile iktidar kendini yok etme sürecine girmiştir.

Özellikle çıkan bu cılız “evet” bunu daha da pekiştirmiştir. (tabi %55 ve üzeri bir sonuçta  esas aynı kalmakla, ayrı değerlendirilmeler yapılabilirdi)

Çünkü bu başkanlık sistemi ile ilgili iktidarın ana sloganı neydi?

Çift başlılık ortadan kalkınca, ekonomik ve siyasi  istikrardan, dış politikadan teröre  bütün sorunlar adeta mucizevi şekilde çözülecekti.

Her ne kadar fiili  olarak  başkanlık sistemi 2019’da yapılacak seçimlerden sonra yürürlüğe girecek olsa da milletin gözünde  Anayasa değişikliği kabul edilmesinden sonra bu durum başlamıştır ve vaat edilenler de beklenecektir.

İşte tam da gerçekleşmesi zor bu vaatler hususunda  iktidar kamuoyu nezdinde zor durumlara düşecekken,  bu cılız sonuca göre iki turlu seçim sisteminde iktidarın kendi adayını seçtirme şansı da pek olamayacağı açıkça ortadayken bu mevcut durumun iktidardan çok  muhalefetin işine yarayacağını muhalefet idrak edememiş.

Çünkü  “hayır” çıksaydı;

Birikmiş bütün sorunlar ki bunların arasında adeta içinden çıkılmaz çok büyük sorunlar da var, çıkan bu “hayır” sonucuna bağlanacaktı.

“Evet” çıksaydı bunların hiç biri yaşanmazdı tezleri işlenecekti.

Ve böyle bir ortamda son baharda gidilecek bir erken seçimde iktidarın %50’nin  üzerinde oy alarak geleceğini tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok sanırız.

Bu durumda ortaya çıkacak meclis aritmetiğine göre referandum meferanduma gerek kalmadan mecliste Anayasayı değiştirecek çoğunluğu yani en az 367 Milletvekili çok rahat elde edilirdi.

Şimid ise tam tersine :

Referandumdan önce vaat edilenlerin hiç birisi gerçekleşmediği ortaya çıktıkça her başarısızlık bu güne kadar olandan çok daha fazla eksi olarak birilerin hanesine yazılacaktır.

Çünkü birileri her zaman olduğu gibi yine arkasını düşünmeden bol keseden  başkanlık sisteminde her şeyin güllük gülistanlık olacağı vaadinde bulundu.

Ve burada bu sonucu ve  denklemleri danışman ordusunun önceden hesap edememesi fazlasıyla düşündürücü.

Oysa “hayır” çıkmasında herhangi bir sıkıntı yoktu.

Çünkü bu bir  genel seçim olmadığından, yani iktidarın devam edip etmemesi seçimi olmadığından bu cılız “evet” yerine “hayır” çıkması yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden dolayı özellikle çok daha iyi olacaktı.

Bunun ötesinde Parlamenter sistemde kontrol her zaman iktidarın elinde olurdu.

İktidarını sürdürmesi için tek başına olamasa da birinci parti olması yeterliydi ki, %51 şartı da olmadığından şu anki siyasi tabloya bakınca bu durum daha çok uzun yıllar  devam ederdi.

Ama iki turlu seçim sisteminde artık böyle bir şey mümkün değildir.

Siz parlamentoda en fazla milletvekili ile temsil edilseniz bile yetkiler başkanın elinde olacağından artık bunun pek  anlamı olmayacaktır.

Ve ortaya çıkan bu tabloya bakılınca iktidar partisi kendi içinde ciddi yapısal düzenlemelere  gitmedikçe Başkan çıkarması mümkün değildir.

Yine tekrar etmek zorunda kalacağız ama bu referandumun iktidarın aleyhine olacağını, en çok iktidar zararlı çıkacağını kaç defa dedik.

Ama sonuçta bu kadar hakkaniyetli ayar ancak göklerden gelen ayar olurdu ki, aynen de öyle olmuştur.