Ne güzel ve doğru söylemiş, Mevlana; “Hiç bir konuda emin olma, kendini ayrıcalıklı sayma. Konumuna, mevkine, ismine veya şöhretine güvenme. Şu hayatta tüm zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir. Köpükler nazlı nazlı yükselir ve pat diye son bulurlar. Her zaman başkalarından öğrenmeye açık ol. En iyi bildiğin konularda bile, köşeli düşünme, büyük konuşma. Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül, yahut üç nokta koy, açık bir kapı bırak daima. Ne kadar bilsen de, hiçbir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma, Tevazudan şaşma. Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden...”

Şu an içinde bulunduğumuz ruh hali ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Ruh halimiz tek kelime ile içler acısı. Ne doğru düşünebiliyor, ne de düşündüğümüz doğru şeyleri uygulayabiliyoruz. Cinayetler, intiharlar, kadına şiddet, taciz olaylarının bir türlü önüne geçemiyoruz. Nereye gidiyoruz? Sonumuz ne olacak? Belli değil. Günü kurtarmanın peşinde olan başta gençlerimiz olmak üzere çok sayıda insanın adeta yarınlardan hiç bir umudu kalmamış durumda. Psikolojimiz her geçen gün daha da bozuluyor. Bu nereye ne zamana kadar böyle devam edecek kocaman bir soru işareti?

Yani kısaca; hakkımızda hayırlısı...

Günün Sözü : "Elalem değil elli alem konuşsa da arkandan, SEN kendi yüzünden eminsen; EL alkışlar, ALEM izler!"