AK Parti'nin son büyük kongresinde görüldüğü üzere Sayın Cumhurbaşkanının Bursa'ya ve Bursaspor'a ilgisi hiçbir zaman bitmiyor.

Durum böyle olmuş olmasına rağmen bu durumu kendi lehimize kullanabildik mi diye soranları duyuyor gibiyim. Bu çaba doğrultusunda yerel yöneticilerin Bursaspor’a ara ara sahip çıkmaları yetmez, Bursa'nın Ankara'daki temsilcilerinin de sahip çıkmasının çok önemli olduğu kanaatindeyim.

Bilhassa borçlu takımların bir süre önce 7 + 2 şeklinde olması planlanan sonrasında bunun 9 + 2 şeklinde revize edilebileceği söylenen 3 büyütülmüş ve Trabzon kulüplerinin borçlarının devlet bankaları tarafından yapılandırması teklifine Bursaspor'un da aslında girmesi gerekirdi diye düşünüyorum.

Burada Süper Lig ya da 1. Lig diye ayrım yapılmaması lazımdı. Sonuçta Bursaspor Türkiye'nin 5. şampiyonu. Maalesef şu sıralar borçları oldukça fazla fakat 3 büyütülmüşlere oranla borçları çok çok daha düşük.

Durum böyle olmasına rağmen ve bu borçlar nedeniyle herhangi bir başkanın güçlü bir başkanın yıllardan beri adaylık pozisyonunda olamaması bu sarmalın bu günlere gelmesini sağladı. İster 7 + 2, ister 9 + 2 her iki yapılandırmada da 2 yıl boyunca ödeme yapılmayacak olması en büyük avantaj.

Böyle bir durumda Bursaspor hiç bir ödeme yapmayacağı 2 yılda zaten kendisini Süper Lig'e atacaktır diye tahmin ediyorum. Mutlaka bu listeye Bursaspor'un da eklenmesi lazım, bu konuda gerçekten çok geç kalındı, süreci sadece izledik bütün Bursa olarak. Böyle bir sonuç ortaya çıktığında daha dirayetli daha güçlü başkanların ortaya çıkması daha kolay olacaktır.

Aslına bakılacak olursa Bursaspor'un kurtuluşu da budur. Her şey bitmiş değil, bu bağlamda yerel yönetimin yanı sıra Ankara'daki iktidar, muhalefet bütün temsilcilerimize büyük iş düşüyor, mutlaka bu düzenleme içerisinde Bursaspor'un yer alması ve de 2 yıllık geri ödemesiz süreçte Bursaspor'un hak ettiği yere çıkması lazım. Ve bunun içinde bütün Bursasporluların el ele vermesi lazım, hatta el ele olmaları şart!