Bir ülkenin kaderini değiştirmenin en doğru yolu hatta ilk şartı eğitimdir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ‘Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder’ diyerek ne güzel özetlemiş eğitimin önemini…

Yüce dinimizin insanoğluna il emri ‘oku’ olmuştur.

Hem dünyamız için hem de ahiretimiz için okumalıyız.

Güçlü bir ekonomi, doğru bir tarım politikası, kârlı bir turizm, güçlü sanayi, yerli ve milli üretim, kısıtlı olan kaynakların doğru kullanılması, teknolojiye yatırım gibi birçok şeyin temelinde milli bir eğitim ve öğretim vardır.

Yani daha çok refah ve güçlü bir Türkiye için eğitim şart.

Allah (c.c.) herkese farklı kabiliyetler vermiştir. Bunları doğru ve yerinde kullanmak için evrensel, milli ve yerli bir eğitim politikası şart.

Çiçeği burnunda Milli Eğitim Bakanı, yeniden bir umut ve ışık oldu yaptığı açıklamalarla.

Başlangıç gayet umutlu.

Devamında ve sonucunda başarılı olacağına umutluyuz. Hep beraber göreceğiz. Katkı ve destek verilmeli. Köşe başlarını tutmuş verimsiz ve sistem tıkayıcılar da bir an önce temizlenmeli.

Çalışacak ve katkı koyacak kadrolar oluşturulmalı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, Ankara’da basın temsilcileri ile düzenlediği toplantıda verdiği mesajlardan da anlıyoruz ki işin ehli ve kararlı.

Yıkıp kırmadan, mağdur etmeden olması gereken bir eğitim sistemini anlatıyor.

İşte mesajlarından bazıları:

"Yenilenerek dönüşmek için ‘gemiyi kenara çekip sıfırdan yapıyoruz, her şeyi değiştiriyoruz, reform yapacağız’ öyle bir şeyimiz yok. Bunlar işlevsel değil. Tüm süreçlerin eş zamanlı olarak yeniden yapılanması ve belli süre içerisinde mümkün olduğu kadar kimseyi rahatsız etmeden bir noktaya gelmek maksadındayız."

"Eğitim sistemimiz tümüyle akıl ya da bilişsel alan dediğimiz kısma hitap ediyor. Yani talim var, terbiye yok, duygu ve şahsiyet gelişimi konusunda bir eksiğimiz var."

"Kitlesel olarak öğretim yapılan ülkeler, kitlesel olarak yok olurlar."

"Her şekilde önümüzdeki sene bu sınavın çocukları huzursuz eden kısımlarını, bölümlerini bunlarla ilgili her türlü önlemi alacağız ve çok daha sakin, dingin bir sınav dönemi geçecek. Fakat siz derseniz ki bundan sonraki sistem bu sene başlıyor mu? Böyle bir şey mümkün değil."

"Nasıl orta gelir tuzağı varsa Türkiye’nin orta eğitim tuzağı var. O sebeple biraz zaman gerekiyor."

"Öğretmen performansıyla ilgili ilan edilen şeyin işlevsel olduğunu düşünmüyorum ve böyle bir şeyi Bakanlık olarak uygulamayacağız. Ben önce kendi performansımdan başlamayı tercih ederim."

"Çocuklara ‘Bu sene tekrar değişiyor’ demek gibi bir söylemimiz olmayacak."

"Eğer biz öğretmen üzerinden bir sistem inşa etmezsek bunların hepsi öğretmenin değer verdiği kadar değerleniyor."

"Türk eğitim sistemine küçücük bir tuğla koyan herkese sadece teşekkür borçluyuz. ‘Şartlar şöyledir, eksikler böyledir, sorunlar böyledir’ bunun üzerinden bir söylem ortaya koymak çok da işlevsel gelmiyor."

"Biz bir masadaki tuzluğun yerini değiştirerek sistem değiştirdiğimizi söylemeyeceğiz. Masanın tümünü değiştirmekle ilgili olduğumuzu paylaşacağız."

"Hiçbir öğrencimiz, hiçbir velimiz sürprizle karşılaşmayacak."

"Bizim 3 yıl içindeki yol haritamız budur. Hangi ay, hangi sene ne yapmak istediğimiz konusunda toplumla bir makro paylaşımda bulunacağız. Üç yılın sonunda hangi parametrelerde, performans göstergelerinde nereye gelmek istediğimiz konusundaki hayalimizi ve arzularımızı sizinle paylaşma fırsatımız da olacak. Oyunun sonunda asla kural değişmeyecek, oyunun ortasında ‘biz değiştirdik’ demeyeceğiz."

"Eğitim toplumsal mutabakat olmadan üzerine bir şey inşa edebileceğiniz bir kurum değil. Zemin olmadan şekil olmaz. Biz habire şekil yapıp, sürekli yenilikler, reformlar getirip bir şey yapmaya çalıştığımızda eğer elimizde zemin yoksa yaptığımız her şekil yıkılacaktır."

"Yapacağımız işler biraz zaman alacak çünkü biz bir gökdelen inşa etmek istiyoruz."

"Bize biraz izin verin, biraz çalışalım."

"Ya gemimizi inşa ederiz ya da selde sürükleniriz."

Bu arada en sert eleştirileriyle tanıdığımız bir sendikacımız, yeni bakanımızın ilk adımlarını ‘umut var’ bulduğunu söyledi. Ama kendine de pay çıkarmayı ihmal etmedi. “Demek ki biz de eleştirilerimizde haklıymışız.”

Aklın yolu bir demiş atalarımız…

Geleceğimizi, bilimin ve Türk gelenekleriyle parametreleriyle harmanladığımız eğitim sistemi 3-5 yıl değil uzun ömürlü uygulanacak sistemi buluruz

İnşallah Ziya Selçuk da bu konuda bir şansımız olur.

Milli eğitim bakanımızın öğretmenlerimize gönderdiği elektronik mektubun tam metnini sizlerle yarın paylaşacağım.