Elinde bir somun ekmek otobüs durağına geldi yanıma oturdu.

-Sende acıktın mı?
-Ekmek ye...
İkramına teşekkür ettim duymadı.
Kulakları duymasada anlatmaya başladı...
-Yaş 96
-4 sene askerlik yaptım
-Kafkasya’dan yola çıktım, neneyi gördüm sevdim aldım ve burada kaldım.
-Nene ekmek istedi, şimdi beni bekler.
-Bak, herkes mutsuz!
-Kimse artık birbirine selam vermiyor, sevmeyi bilmiyorlar!
10 dakikaya onun duymadıklarını değil, onu duymayanları sığdırdı belkide!..
-Kendini hiç bozma evlat...
-Karşına hep iyiler çıksın.
Dede de biliyordu iyilerin bir yerlerde saklandığını!
Hiç tanımadığı birini düşünecek kadar da "insan"dı.
Yanına oturduğu kişinin kim olduğunu nereden geldiğini, nereye gideceğini, adını dahi bilmiyordu… ‘Evlat’ diyordu.Özünü kaybetmemesi için dilekte bulunuyordu.
Seviyorum sende acıkmışsındır diyen insanları...
Seviyorum ekmeğini bölerek paylaşanları...
Seviyorum iyi dileklerle selamlaşan, vedalaşan insanları...
Seviyorum yaş almış, yaşanmışlıklarını tebessüme tabi tutan insanları...
Seviyorum erenleri, kalbe değenleri...
Seviyorum bende bir parça yürek bırakanları...
Kötüleri çok yaşatan dünya seni bir 96 yıl daha yaşatsın dede