Bu pazar da sizler için kıssadan hisse çıkaracağımız bir hikâyemiz var. Keyifle okumanızı dilerim.

Vaktiyle üç arkadaş yolculuğa çıktı. Aşırı yağmura tutulunca, bir mağaraya sığındılar. Onlar içerideyken dağdan yuvarlanıp inen bir kaya o mağaranın ağzını kapattı. Ne ettiyseler kâr etmedi, dışarı çıkamadılar. Bunun üzerine birbirleriyle şöyle konuştular:

-Dünya ile bağlantımız kesildi.

Allah (c.c.) rızası için işlediğimiz hayırlı bir iş varsa hatırlayalım ve onu vesile ederek Allah’a dua edelim, belki bizi bu beladan kurtarır.

Bunun üzerine içlerinden biri:

–Ey Rabbim! Benim yaşlı annem, babam ve bir de çocuklarım vardı. Onlara ben bakardım. Otlaktan koyunlarımla döndüğümde, koyunları sağar ve çocuklarımdan önce anne ve babama süt içirir, onları beslerdim. Bir gün geç kaldım, karanlık bastıktan sonra ancak gelebildim. Annem ve babamı uyumuş olarak buldum. Yine her zamanki gibi, koyunlarımı sağdım ve çocuklarım açlıktan bağrıştıkları hâlde ebeveynimden önce onlara süt içirmeyi münasip bulmadım. Anne ve babamı da uyandırmaya kıyamadığım için, sabaha kadar başları ucunda, hazır vaziyette ayakta bekledim. Eğer bu amelim senin indinde kabul olunup rızanı kazanmışsa, önümüzü aç yâ Rabbi!" dedi ve kaya bir miktar kıpırdadı.

İkincisi:

–Ey Rabbim! Bir akraba kızı vardı. Onu, aşırı seviyordum. Fakat o başkası ile evlendi ve çocukları oldu. Daha sonra geçim sıkıntısı çekmeye başladı. Çocuklarını geçindiremediği için bana başvurup kendisine yardım etmemi istedi. Ben de kendisini bana teslim etmedikçe ona yardım etmeyeceğimi söyledim. Ardından bir daha, bir daha kapıma gelip 'Allah rızası için' diyerek yalvardı. Ben yine benimle birlikte olmazsa yardım etmeyeceğimi söyledim. Nihayet o buna mecbur kaldı ve teklifimi kabul ettiğini söyledi. Bunun üzerine onunla birlikte olmak üzere idim ki, bana:

–Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork ve bu işten vazgeç dedi. O bu sözleri söyleyince derhal kendimi toparlayıp bu işten vazgeçtim. Ardından onların ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacak şekilde yardım edip gönderdim.

Allah'ım! Eğer bunu senin rızan için yaptıysam, şu mağaranın ağzını aç dedi. Adamın bu duası üzerine kapı biraz daha aralandı.

Üçüncüsü ise şöyle dedi:

–Ey Rabbim, ben iki ölçek buğday gündelikle işçi çalıştırıyordum. Bir gün öğle vakti bir işçi geldi ve akşama kadar diğer işçilerin gün boyunca yaptıkları kadar iş yaptı. Ben de ona tam gün yevmiye vermek istedim. Bu durum karşısında diğer işçiler itiraz ettiler. O işçi de kızıp ücretini almadan çekip gitti. Ben de o adamın hakkı olan iki ölçek buğdayı toprağa ekmeye devam ettim ve çobanları ile birlikte bir inek sürüsü temin edinceye kadar işlettim. Bir gün o adam gelip benden kalan ücretini istedi. Ben kendisine:

–Çobanları ile birlikte şu sürü senin, dedim.

Ey Allah'ım! Eğer bunu senin rızan için yaptıysam, kalan kısmı da aç diye dua etti. Dua biter bitmez mağaranın ağzını kapatan kaya tamamen açıldı. Adamlar çıktılar şükür ve dua ettiler ve yollarına devam ettiler.

Allah (c.c.) duamızı kabul olmasına vesile olacak hayırlı ameller nasip etsin.

Kötülüklerden uzak iyilikler içinde yaşamayı nasip etsin.

Kendimize, yakınlarımıza, çevremize, şehrimize, ülkemize yararlı işler yapmak her daim nasip olsun.

Duadan hiçbir zaman uzak kalmayın, Yüce Allahımız, Furkan Süresi 77. ayette "De ki Muhammed, duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!" buyuruyor...

Rabbim hepimizi ağzı dualı ve kabul edilen kullarından eylesin. Amin ve ecmain.