Birkaç haftadır Balkanlar ve oradaki soydaşlar hakkında yazıyoruz ancak bu aylarda bazı Balkan ülkelerinde bizleri yakından ilgilendiren seçimler var.

Bu ülkelerden biri Bulgaristan.

En çok soydaş nüfusa sahip  olması nedeniyle oradaki gelişmeler ülkemiz için ayrı bir önem arz etmekte...

Demokrasiye geçişin ilk yıllarında soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile kurulan (kurdurulan) parti yıllarca insanımızı çatısı altında tutmayı ve kontrol etmeyi başarmıştı.

Ancak bu partinin gerçek  niyeti fazla zaman geçmeden anlaşılmıştı,ki bundan dolayı kopmalar da yaşanmıştı,ama yine de soydaşlarımız bölünmesin diye çok uzun yıllar bu partiye destek verildi.

Soydaşımızın bölünmesi doğru olmazdı ancak diğer yandan partinin faaliyetlerini denetlemesi için bir  mekanizma da gerekiyordu.

Böyle mekanizmalar olsaydı istediğini yapamaz, insanımızı istediği gibi yönlendiremezdi.

Biz zamanında böyle bir mekanizma da önermiştik aslında. 

Geçen haftaki yazımızda bahsettiğimiz 2006 tarihli raporumuzda çözüm önerileri kısmında bundan açıkça bahsetmiştik:

Bölünme yaşanmasın diye denetim mekanizması yeni bir parti şeklinde değil,  ülke genelinde STK'lar oluşturup onları bir çatı  altında toplayarak bu mekanizmanın oluşturulması gerektiğini önermiştik.

..Ve bu güne geldiğimizde bunun önemi çok daha net anlaşılmaktaki birçok kişinin   bu gerçeği anlayıp gündeme getirmesi bunun kanıtı.

Bu başarılmış olsaydı belki soydaşımız bugünkü bölünmüş durumlara düşmemiş olacaktı.

Ancak bir yerden sonra eğer sizi temsil ettiğini iddia eden örgüt sizin haklarınızı değil de farklı odakların menfaatlerini savunuyorsa illa bir yerden incelip kopacaktı, koptu da.

Ama DPS için asıl sorun gidenlerin geri gelmemek üzere gitmiş olmalarıydı.

İlk başlarda parti yönetimi bu gerçeği pek ciddiye almadı ancak zaman içinde olayın ciddiyetini kavrayarak  adımlar atmaya başladılar.

Desteğini çekenleri yine kendi kontrolleri altında tutmak için güya DPS'ye karşı olan kişilere  ittifaklar kurdurdular.

Ama biz bu stratejiyi uygulayacaklarını  bildiğimizden ve beklediğimizden  niyetlerini çabuk deşifre ettik ve bu gayretleri tutmadı ve boşa gitti.

Ancak gerek STK yöneticileri, gerek kanaat önderleri, gerekse bürokraside onlara gizliden destek veren birçok kişi olduğunu da vurgulamak lazım.

DPS' ye destekleyenler olabilir ki vardır da.

Açıkça görüşünü beyan edip dik duranlara karşı, bizden farklı düşünseler de her zaman saygı duymuşuzdur.

Savundukları doğrudur yanlıştır ama bir duruşları  vardır.

Ama bir de sözde tarafsız veya güya yanınızda duruyor gibi gösterip, aslında menfaat karşılığı başka yerlere hizmet eden omurgasızlar da var.

Bunların görevi doğrudan DPS'ye destek verdirmek için propaganda yapmak değil, bunların vazifesi DPS'ye karşı olan kitlenin başka partilere destek vermelerini engellemek.

Bu şekilde  sonunda bu kişiler yine DPS'ye oy verecekleri hesap edilmekte.

Dediğimiz gibi bu kripto DPS'lilerin arasında STK yöneticileri de var, kanaat önderleri de, belli pozisyonlarda olan bürokratlar da, medya temsilcileri de.

Bunu neyin karşılığı yaptıklarını söylemeye gerek yok.

Bu şarlatanların kimler olduğunu seçim sürecinde herkes çok net görecektir.

Göremeyenlere de delilli ispatlı biz yardımcı oluruz kimse merak etmesin.

Ancak üç beş kuruş için bu oyunlara alet olanlara sadece bizim de en sevdiğimiz sözlerden biri olan sözü hatırlatalım ve şimdilik kapatalım: 

"Başarının sırrını bilmiyorum ama başarısızlığın yolu herkesi memnun etmeye çalışmaktan geçer."