Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 doğum istatistiklerini dün paylaştı.
2018 yılında canlı doğan sayısı 1 milyon 248 bin 847. Bebeklerin yüzde 51,3'ü erkek, yüzde 48,7'si kız oldu.
Türkiye’de son dokuz yılda canlı doğan bebek sayılarına bakalım.
2018 yılında 1 milyon 248 bin 847 bebek
2017 yılında 1 milyon 295 bin 784 bebek
2016 yılında 1 milyon 309 bin 771 bebek
2015 yılında 1 milyon 325 bin 783 bebek
2014 yılında 1 milyon 337 bin 504 bebek
2013 yılında 1 milyon 283 bin 62 bebek
2012 yılında 1 milyon 279 bin 864 bebek
2011 yılında 1 milyon 237 bin 172 bebek
2010 yılında 1 milyon 238 bin 870 bebek
Son dokuz yılda ölümü tadanların sayılarına bakacak olursak.
2018 yılında ölümü tadanların sayısı Haziran’da açıklanacak.
2017 yılında 425 bin 781
2016 yılında 422 bin 135
2015 yılında 405 bin 218
2014 yılında 390 bin 121
2013 yılında 372 bin 94
2012 yılında 374 bin 885
2011 yılında 375 bin 281
2010 yılında 365 bin 194
Dünya nüfusu 7 milyar 704 milyon 577 bin 601 kişi.
Bu yıl 5 yaş altında ölen çocuk sayısı 2 milyon 846 bin 550.
Dünyada aç insan sayısı 836 milyon 747 bin 311.
Dünyada aşırı kilolu insan sayısı 1 milyar 676 milyon 316 bin 179.
Dünyadaki obez insan sayısı 730 milyon 598 bin 242.
Dün açlıktan ölen insan sayısı 21 bin 726.
Rakamlar düşündürücü ve ibret verici, anlayanlara…
Yaşam sürecimiz anne karnında başlar. Dünyaya gelişimizle bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik, yaşlılık, ihtiyarlık dönemi ve ölümü tatma vakti...
Doğduğumuz gün de ölümü tadabiliriz. Bizler zamanı ve mekânı bilemeyiz. 
Ancak hepimiz er geç öleceğimizi biliriz.
Hekimlerin piri İbn-i Sina’ya göre insanlar dört devreden geçerler.
1.Delikanlılık, 30 yaşına kadar geçen devre.
2.Duraklama, 35-40 yaşları arasındaki devre.
3.Kuhület, 40-60 yaşları arasındaki devre.
4.İhtiyarlık, 60’tan ölene kadar geçen devredir.
Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişi iken son beş yılda yüzde 16 artarak 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2014 yılında yüzde 8 iken, 2018 yılında yüzde 8,8'e yükseldi.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10’u geçmesi nüfusun yaşlanmasıdır.
Amacımız bir nebzecik ölümü hatırlatmak ve tefekkür etmek, maddi ve manevi ödevlerimizi hatırlatmaya vesile olmaktır.
Bu dünyada hepimiz misafir olduğumuzu bilmemize rağmen dünya işlerine dalıp unutuyoruz.
Dünyaya gelişimizle sevinenler gidişimizle üzülenler olur.
Mesele bizim ne yaptığımız ve nasıl yaşadığımızdır.
Dünyada iken iyi insan olabilmek için neler yaptık?
Hak ve hukuka ne kadar riayet ettik?
Yaşamaktaki gayemiz nedir?
Dünya iaşesi için mücadele ederken işveren olduysak çalıştırdığımız insanların hak ve hukukuna ne kadar dikkat ettik?
Yönetici ve idareci olduysak bizlere emanet edilen vazifeleri tam olarak yapabildik mi?
İşçi olarak çalıştıysak layıkıyla çalışabildik mi?
Devletimize ve milletimize karşı olan görevlerimizi ne kadar yerine getirdik?
Allah (c.c.) emir ve yasaklarına ne kadar uyduk?  
Bu dünyadan göç ederken hoş bir seda bırakabilecek miyiz?
Benzer soruları çoğaltarak kendimize ne kadar soruyoruz ve ne kadarını tatbik ediyoruz?
Bilerek ve isteyerek kul hakkı yemeden, hiçbir canlıya ve tabiata zarar vermeden ödevlerimizi yapıp sınavlarımızı en güzel şekilde geçmek hepimize nasip olsun.
Derviş Yunus Emre ne güzel söylemiş; 
“Mal sahibi mülk sahibi, 
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan mülk de yalan,
Var gel biraz da sen oyalan!..”
Unutmayalım ki nasıl yaşadıysak öyle öleceğiz