Karl Marx'a ait bazı sözler birçok açıdan tartışmaya açık ancak muhafazakar toplumlarda din bazı odaklar tarafından istismar aracı olarak kullanıldığı da bir gerçektir.

Evet yer yüzünde dinden daha üstün bir şey yoktur. Dini indiren güç varlık sebebimizdir.

Nefes alıyorsak onun sayesindedir. Bu tartışılmaz.

Ama tarih boyunca da din hep istismar konusu olmuştur o da ayrı. Din, kitleleri en kolay yönlendirme ve etki altına alma yöntemlerinden biridir. Bundan dolayı muhafazakar toplumlarda cemaat ve tarikatlar hayatın her alanında her zaman etkin rol oynamışlardır.

Ülkemizde de durum farklı değil. Cumhuriyetin kurulmasıyla etkinlikleri kırılmış ve devlet yönetiminden uzak tutulmuş olsalar da toplum nezdinde her zaman küçümsenemeyecek yerleri olmuştur.

Bu yüzden zaman içinde siyasal iktidarlar bunları potansiyel oy kapısı olarak gördüklerinden bu cemaat ve benzeri oluşumlara daha esnek davranmaya başlamışlardır.

Özellikle son yıllarda mevcut iktidar döneminde bu yapılar adeta altın çağını yaşamakta.

İktidar önceleri bunları kontrolümüz altında tutup kendimize destek olarak kullanırız anlayışı ile yaklaştı bu yapılara.

Ama zaman içerisinde gördüler ki bunlar siyaset ve kurumlarda inanılmaz güçlenince kendi hesapları peşinde koşmaya ve iktidardan ziyade önce kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye başladılar.

Nihayet iktidar da nasıl bir canavar yarattığının farkına varmış olacak ki bu konuda bazı tedbirler devreye sokma kararı aldı.

Çünkü bu yapılar güçlendikçe daha cüretkar ve talepkar olmaya başladılar. Hep daha fazlasını talep ettikçe ediyor, istekleri bitmek tükenmek bilmiyor ki FETO örneğinde yönetime talip olacak kadar azgınlaştıklarını da gördük.

Bundan öte iktidar şunu anladı ki bunların desteği gönül desteği değil çıkar desteğidir.

Yani iktidara destekleri onlara gönül bağı olduğundan değil, iktidar oldukları sürece olacak ve koşullara göre gidip günün güçlüsünün yanında yer alacaklar.

İktidar bu basit hakikati nihayet çözebilmiş olacak ki bu yönde adımlar atmaya başladı.

Son dönemde hereksin dikkatini çekmiştir. Medyada, diyanete birbirinden kıymetli arazi ve binalar tahsis edildiği haberleri yer aldı.

Bunlar tesadüf olmadığı gibi belli bir amaç doğrultusunda yapılmıştır. Yine herkesten önce bir konuyu daha gündeme getirerek bunun sebebini paylaşalım.

Amaç, cemaat gibi yapıların belli imkanlar sağlayarak kontrolünde tuttukları kitleleri benzer imkanlar sunarak diyanetin kontrolüne geçirmektir.

Din konusunda kitleler kontrolsüz olarak cemaat ve benzeri yapıların etkisi altında kalacaklarına bunların sundukları imkanları diyanet aracılığı ile sunarak hele ki istismara açık bir konuyu kontrol altında tutmak elzemdir.

Bu konularda çok daha önceden stratejiler geliştirilmeliydi. Din istismarcı yapıların güçlenmesi buralarda boşluk olduğundandır.

Niyet güzel ki çoktan olması gerekirdi, arka planda farklı hesaplar, kendilerine buradan destek devşirme gibi, olmadığı sürece.

Konuyu şimdilik kapatalım. Nasılsa ileride bu konuda daha çok yazma gereği ortaya çıkacaktır.