Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Aralık ayının başından itibaren görüşülen 2021 yılı bütçe görüşmelerinin sonları yaklaşırken tekrardan bir gerginlik yaşanmaya başladı.

Bilhassa Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel'in hükümeti cumhurbaşkanını isim de verilerek Franco diktatörlüğü ile bir tutması gerçekten taraflı tarafsız herkesi mi üzdü?

Emin olun demokratik anlamda Avrupa ülkelerinden bile sert, sivri dilli hakaretle karışık demokrasi yaşanıyor ülkemizde. Her salı günü bütün haber televizyonlarından bütün muhalefet partilerinin meclis grup toplantıları canlı yayınlanmakta, orada sergilenen üslup dil çok sert, bazı zamanlar Almanya'daki Bundesrat olsun, İtalya'daki Senato olsun yayın yapan kanallardan izlediğim kadarıyla takip ettiğim kadarıyla kesinlikle buna benzer bu tür açıklamaların olduğu sert tartışmaların ithamların cumhurbaşkanlarına başbakanlarına yapıldığı görünmüyor.

18 yıldır bütün girdiği seçimleri kazanan bir lidere bunca hakaret niye. Durum böyle olmasına rağmen bütün haber kanallarında gece gündüz yayınlar yayınlanmasına rağmen sayın cumhurbaşkanını diktatörlükle suçlaması, Franco’ya benzetilmesi, hiç yakışık almıyor.

Sayın başkanlar, grup başkanları şunu unutmamalı ki diktatörlük olmuş olsaydı onlar basın açıklamaları, basın toplantıları gibi durumlar şöyle dursun o mikrofonun başına dahi geçemezlerdi.

Ben buradan değerli halkımıza tavsiye etmek istiyorum pek uygulamalarını beğenmesek de, ülkemiz aleyhine ortaya koymuş oldukları çabalar hoş olmasa da mutlaka Almanya'nın, İsviçre'nin, İtalya'nın meclislerini de izlesinler görsünler.

Kibarlığı nezaketi gözlemlesinler bir kere kürsüden midir vesaire nedendir bilmiyorum adamlar bağırmadan konuşuyorlar.

Bizim burada yine kürsüye çıkan kendisini çok güçlü hissediyor galiba karşısında patlayan flaşları gördüğünde bilemiyorum ağzına geleni söyleyebiliyor. Ne bileyim yine grup toplantılarında karşılarında oturan milletvekilleri ve arkadaki seyircilerin yoğun alkış ve bravo seslerinin altında coştukça coşuyor hakarete varan açıklamalar yapılıyor ama yine de sonradan grup başkanı çıkıp sistemi diktatörlükle suçlayabiliyor ve maalesef bu durum psikolojik bir travmaya doğru yol alıyor.