İki gün önceki cuma namazında hocamız hutbede gıybet ve dedikodu üzerine çok güzel açıklamalarda bulundu. Peygamberimizin gıybet eden kişi için 'ölmüş kardeşin etini yemekle' eşdeğer benzetmesini yaptığı hadis ve Allah insanların günahlarını örterken kulların birbirinin arkasından dedikodu yapmasının yanlışlığı dile getirildi...

Gıybet ve dedikodu içinde bulunan toplumu bitiren illetlerin başında gelir...

Hani ne anlarlar 'çan çan çan' akşama kadar boş laf yetiştirmekten...

Ne olacak yani diyenlere işte öyle zaman öldürüyoruz diyenlere söylenecek iki çift söz var...

Söylenen sözler doğru ise dedikodu yalan ise zaten iftiraya giriyor...

Yani ne demekmiş doğru da olsa arkadaşını komşunu zora sokacak cümleler kurmayacaksınız...

Gün ola harman ola bir gün gelir o dedikodusunu yaptığınız eli tutmak zorunda kalabilirsiniz...

Konu gıybetten açıldığında yıllar önce bir gazete temsilcisi benimle çalışmak istediğini söylemişti... Eksik olmasın neden ben diye sorduğumda "Bu çalıştığım yerdeki dedikoduyu bitirecek tek insanın senin olduğunu söylediler" dedi.

Bakın 'ne liyakat ne de tecrübe' sormuştu bu kişi...

Direkt dedikoduyu bitirecek insan arıyorum...

Kendi payıma çok sevindiğim gibi çalışanlar adına gerçekten çok üzüldüğüm bir durum olmuştu...

Ne mi yaptım?..

Görevi kabul ettim, bütün çalışanların akitlerini feshettim, sadece iki kişi bıraktım... Yani bazen kangrenli kolu kesmezseniz dedikodu ve gıybet gibi çok ama çok kötü bir alışkanlığın önünü alamazsınız...

Kimse kusura bakmayacak, kimse beni 'ekmekle oynamışsın' diye eleştirmeyecek...

Eğer, bir dedikodu çarkının içinde iseniz ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız... Bu arada ben benimle ilgili dedikodu yapanları çok severim...

Neden diyecek olursanız, bu dedikoduyu yapan her halde 1 lira da olsa sadaka vermiştir ahir ömründe... O kontörlerin helalleşme açısından çalışacağını bilmek huzur veriyor insana...

Haksız mıyım...