Üç dört gündür Keles, Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ilçeleri ve köylerini dolaşıyoruz...  

Köylerdeki fakirlik inanın Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'daki fakirlikten farklı değil...
Ama kimse üstüne alınmasın, hiçbir köylümün aklına devletinin elektriğini bedava kullanmak, kelimenin tam anlamıyla çalmak gelmiyor...
Polise, jandarmaya ters gözle bakmıyor...
Şimdi bana kızacaklar sen ne demek istiyorsun diye...
Ama esas ben kızmalıyım Doğu ile Batı arasında fakirlik ayrımı yapmaya çalışanlara...
Doğudaki fakirlik edebiyatını insan hakları boyutlarına getiren, devleti milletine düşman etmeye çalışan abuk zihniyete sözüm...
Benim dağlarımda çocuklarımın okul derdi yok mu!..
Benim dağlarımdaki köyler dereler birbirine köprülerle bağlandı da, Bitlis’teki, Van’daki köprüler mi unutuldu!..
Doğunun dağlarına yağan kar da, bizim dağlarımıza yağan sütlaç mı!..
Yani aklı evvel sosyologlar daha doğrusu art niyetli prof’lar, doçentler, insan hakları havarileri öyle boş boş gazetelerin arka sayfalarına tam sayfa ilanlar verip kendi karakterinizi ortaya koymayın...
Benim Çemişgezek'teki köyümün derdiyle… 
Keles'teki Aşağı-Yukarı Deliler köyünün derdini birbirinden ayırıp bölücülük yapmayın... 
Yemezler...
Biz sizlerin derdinizi biliyoruz...
Siz Ankara'nın ötesiyle berisini ayırma planlarını yapanların maşasısınız...
Ama dedim ya...
Yemezler...
Sizin yüzyıllar öncesi ağababalarınız da bu hayallerle tutuştu yandı ama en sonunda hayallerine kavuşamadan kül oldu.
Sizi de böyle bir son bekliyor...
Bu toprakların anaları hainler de doğuruyor ama 82 milyon mislisiyle de ne kahramanlar doğuruyor bilseniz...
Anlayacağınız mermiye kafa atan ecdadın torunlarının sizin gibi alçakların komplolarına kurban gideceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz...